• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam663
Toplam Ziyaret1067958
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.837734.9773
Euro36.496036.6422
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
‘Rusya'ya Gönüllü Katılım’ İhanetini Affetmeyeceğiz !
08/09/2017

2011 yılında Anavatanımızı ziyaret ettiğimde Nalçik'te kocaman bir meydanda sağ kolunu havaya kaldırmış dev bir kadın heykeli duruyordu. Havaya kaldırdığı koluyla bir çaresizliği mi anlatmak istiyordu bilemiyorum ama o kocaman heykel adeta yüreğimin üzerine çökmüş gibi beni üzmüş, hüzünlendirmişti. O heykeli oraya dikenlere, dikilmesine vesile olanlara, önünde tören yapanlara hepsine ama hepsine lanet etmiştim. "Ey Allahım, bu heykeli buradan yıkacağımız günleri bizlere göster" diye dualar etmiştim.

Bahsettiğim heykelin adı "Rusya ile sonsuza kadar" ismini taşıyor. 1557 yılında Kaberdey Prensi Tamruk'un, kızı Goşeney'ı (Ruslar onu Mariya ettiler) Çar İvan Grozniye vermesi ile başlayan süreci Kaberdey-Rus dostluğunun başlangıcı olarak kabul ederler. İşte Nalçik'te dikilmiş olan Goşeney'ın-Mariya'nın- heykeline "Rusya ile sonsuza kadar" anıtı diyorlar. Kırım Hanları'nın ve Dağısta Şamhalları’nın saldırılarına karşı Rusya ve Kaberdey ülkesi bir işbirliği antlaşması yaparlar. 460 yıl önce yapılmış bir işbirliği antlaşması bize dünyaya gönüllü katılım olarak yedirilmeye çalışılıyor; Tabi biz onu yersek…

Peki biz Rusya'ya gönüllü katıldıysak, neden sonrasında da Rusya ile yüzlerce yıl savaştık?

Neden yüzbinlerce Çerkes bu savaşlarda öldü?

Neden milyonlarca Çerkes Anavatanından sürüldü?

Neden Çerkesler dünyanın dört bir tarafına dağıtıldı?

Neden Çerkeslerin ezici çoğunluğu anavatanlarında değil?

Neden Çerkesler benzeri görülmemiş bir soykırıma tabi tutuldular?

Bu nedenleri daha çoook uzatabiliriz. Ama bunun hiçbir önemi yoktur.

Çünkü güçlü olanlar, yalan söyleme hakkını kendilerinde görerek, hiç utanmadan sizden bu yalanlarına inanmanızı isterler. Oysa "gecenin hükmü, güneş doğuncaya kadardır." Gerçek, gerçekliğini eninde sonunda kabul ettirir. Gönüllü katılım yalanları da, heykelleri de, meydanları da bir gün yerle bir olur ve soykırım gerçeğini tüm dünya ile birlikte Rusya'da kabul etmek zorunda kalır!

***

Rusya'nın emperyal aklı unutmuyor.

Unutmuyor, Çerkeslerle uğraştığı kadar hiç bir halkla uğraşmadığını.

Unutmuyor, Çerkeslerin özgürlük ateşini hiç bir zaman söndüremeyeceğini.

Unutmuyor Rusya'nın tarihsel hafızası  ve sürekli yalan üretmeye devam ediyor.

Rejim, sistem, zaman ayırd etmeden.

1957 yılında, sosyalist bir devlet, "Rusya ile sonsuza kadar" anıtı dikerek, "400. yıl meydanı"nı niye inşa eder?

Kurşuna dizerek yok ettiği Çar soyu Romanovlarla aynı emperyalist düşünceyi taşımasaydı, neden çarlığın yaptığı bir antlaşmaya dayanarak, 400 yıl sonra böyle bir yalanın inşasına girişir?

Bu soruların cevabını da, siyasi tarih bir gün gerçek anlamda yazıldığında öğreneceğiz.

Bundan 10 yıl önce, "Rusya ile sonsuza kadar" diyerek 450.yıl kutlamaları yapılmamış olsaydı, benim ne Maria’nın heykelinden, ne de 400. Yıl Meydanından haberim olacaktı. O zamanki kutlamalar bugünkü kadar iddialı olmadığı için birkaç yalakanın işgüzarlığı diye düşünmüştük. On yıldan bu yana bu törenler yapılmamış ki hatırlamıyoruz.

Faşist Putin yönetimi, sosyalist dönemde, Çerkeslerle birlikte,Rus olmayan tüm halklara verilmiş kültürel ve siyasi hakları bir bir budarken, her türlü baskı ve şiddet yöntemleri ile terör estirmeye devam ediyor.

Şapsığ Bölgesinde, 21 Mayıs anmasına açılmış olan dava, Lezginka oyununun yasaklanması gibi yıldırmaya yönelik baskılar, adım adım diğer bölgelere doğru yayılacaktır. 21 Mayıs’ı, sürgün ve soykırımı unutun, size "Rusya ile sonsuza kadar" bayramı veriyorum diyor Rusya yönetimi.

Bu tür yalanların toplumlara kabul ettirilip, Rusya'nın günahlarının saklanabilmesi için satılık adamlara ihtiyaç vardır. 2000 yılında yapılan devlet operasyonu ile ele geçirilmiş olan DÇB (Dünya Çerkes Birliği), "Çerkes taleplerinin bastırılması ile görevli bir Rus devlet dairesi" olmuştur. Ama DÇB'de görev yapan hiç bir yönetici de, şimdiki başakan Hauti Sohrokov kadar alçalmamıştı.

460 yıl kutlamalarının en ilginç etkinliklerinden biri de, 27 Ağustos’ta Nalçik Cumhuriyet Hipodromundan başlayıp, 8 Eylülde sona erecek olan, 500 kilometrelik bir parkuru kapsayan atlı yürüyüş. Kaberdey-Balkar Hükümeti tarafında finanse edilen 7 atlının yürüyüşünün organizatörü ise ünlü at yetiştiricisi ve Abhazya Gazisi İbrahim Yağanov.

Hauti Sohrokov, yürüyüş başlarken yaptığı konuşmada, "Halklarımız 460 yıldır bir aile gibi yaşadı ve Rusya'nın uğradığı tüm saldırılar omuz omuza birlikte göğüslenerek bu günlere gelindi" diyebilmiştir hiç utanmadan. Ruslar tarafından katledilmiş atalarının kemiklerini sızlatarak

Hauti Sohrokov bu cümleleri neyin karşılığında kurmuştur?

Tabii ki Rusların verdiği para, makam ve mevki karşılığında.

Hauti Sohrokov Rusların tescilli işbirlikçisi.

Peki burada yeni işbirlikçi İbrahim Yağan'a ne diyeceğiz?

Bunu yaparak kahramanlıktan, hainliğe geçmene değer miydi İbrahim?

Bu yaptığınla aldığın üç kuruş kaybettiklerine değer miydi İbrahim?

Buradan ilan ediyoruz!

"Rusya'ya gönüllü katılım" etkinliği içerisinde yer alan herkes, Çerkes Halkına ihanet çizgisindedir.

İhanet edenlere ise bütün dünyada "Hain" diyorlar.

    Çerkes Halkı, bu ihanetin içerisinde yer alanları hiç bir zaman affetmeyecektir!


2788 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi