• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam113
Toplam Ziyaret1055801
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.160134.2970
Euro36.689736.8367
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR
03/06/2024

Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler. 18 yaşında Bandırma’dan babasının çiftliğinden kaçarak Küçük süvari mektebine giren ve astsubay olan Ethem Bey gerek fiziği, gerek cesareti ve gerekse sahip olduğu üstün kavrama yeteneği nedeniyle çok üst düzeydeki komutanların ve paşaların yakınında olmuştur.

Çektiği telgraflarda ve kaleme aldığı metinlerde son derece sağlam bir düşünce örgüsü mevcuttur. Dünyada olan biten her şeyi yakından takip etmektedir.

1917 Ekim devriminden haberdar olmaması ve onunla ilgilenmemiş olması mümkün değildir. Ayrıca Sovyet Rusya İngiliz Emperyalizmine karşı olan Ankara ile yakından ilgilenmekte ve yardım etmektedir. Sovyet Rusya Ethem Bey’in şahsı ile yakından ilgilenmektedir.

***

Ethem Bey’i en içten destekleyen TBMM’deki sosyalist guruba Ethem Bey tarafından operasyon yaptırılmış ve fiilen Ethem’in tasfiyesi başlatılmıştır.
Mecliste içişleri Bakanlığı seçimini Mustafa Kemal’in desteklediği Refet Bele’ye rağmen sosyalist gurubun önde gelen ismi Nazım Bey kazanmıştır. Mustafa Kemal bu duruma çok bozulmuştur. Eğer bu durum düzelmezse Meclis Başkanlığından istifa edeceğini söylemektedir.

Ethem Bey’in yakın dostu Diyarbakır Mebusu Hacı Şükrü Bey gidip Ethem Bey adına ricada bulunarak Nazım beyin istifasını sağlamıştır.

Şimdi Kurtuluş Savaşı’nı en samimi ve objektif anlatan Hasan İzzettin Dinamo’nun belgesel Romanı “Kutsal İsyan”a gidiyoruz.

“Ethem Bey Hacı Şükrü beyle oturup yeni gelişen sorunlar üzerine konuşurken içeri Aydın yüzlü bir adam girdi.Hacı Şükrü Bey onu :

-“Nazım bey!” diyerek Ethem beyle tanıştırdı.

Nazım bey Ethem Beyin karşısına oturarak hayran bakışlarla bir süre onu süzdü. Sonra :

- “Sizin çok saf ve temiz bir yüreğiniz var Ethem Bey” dedi. “Sizin isteğinize uyarak Dahiliye vekilliğini Refet Paşaya bıraktım. Biz Mustafa Kemal Paşayla onu tutmayan mebusların karşısında olanlar, Kurtuluş savaşının ileride hepimizi “tasfiye” edecek bir burjuva devleti meydana getirmek uğruna kullanılacağına inanıyoruz. Mustafa Kemal paşa bir kez olsun Ege’de bir yıldır çarpışan Aydın Cephesi kumandanı Demirci Mehmet Efe’nin ve Salihli’de sizin cephenize uğramış mı? Uğrayamaz. Şundan ki bir hafta, on gün sizin bulunduğunuz cephelerde konuk kalsa, tıpkı Mehmet Şefik bey ve Albay Refet bey gibi sizlerin yanınızda ancak bir asker danışman olarak görevlenebilir. Halk milislerince bu Osmanlı Paşasının hiç bir anlamı yoktur. Ne var ki, Mustafa Kemal paşaya  göre de bu cephelerde düşmanla çarpışanlar birer kuruntu varlık, birer sembolik kahramandır. Mustafa Kemal Paşa Yunus Nadi beye böyle söylemiş. Neden sizi ve güçlerinizi birer kuruntu güç olarak gördüklerini biz anlamıyoruz. Yeni orduyu neden örneğin sizin kişiliğiniz çevresinde kurmak istemiyorlar da yetenekleri ve güçleri üstüne hiç kimsenin bir şey bilmediği eski Osmanlı ordusunun general ve albayları çevresinde yaratmak istiyorlar? İç ve dış düşmanlara ilk doyurucu yumruğu indiren sizsiniz. Şimdiye dek yenilgi nedir bilmediniz. Elinizin altındaki güç artık bir çete değildir. Bunu bütün dünya anlamıştır. Bunun için de meclisi sıkıştırarak sizin güçlerinize Kuvvayı Seyyareye denmesi için kanun çıkarttık. Sizin gezgin gücünüz, tam örgütlü bir ordunun çekirdeğinden başka nedir ki? Bunun kadrolarını genişleterek ve bu örgütü yaygın bir duruma getirip devletin tam kontrolü altına verirsek istediğimiz ordu meydana gelmez mi? Bugün ücretli asker kullanırsınız da yarın bu işi yavaş yavaş ücretsize dökersiniz. Sovyet Rusya’da koskoca reaksiyoner Çar yanlısı emperyalist devletler beslemesi orduları önüne katıp kovalayan, hep halkın arasından fışkırmış sizin gibi kumandanlardır. Hiç bir çarlık generali halktan yana, devrimden yana çıkmamış, çıkamamıştır. Bizim Osmanlı Ordusu paşalarımızın ve Albaylarımızın tutulacak bir tek yanları emperyalizme karşı çıkmış olmalarıdır. Kazım Karabekir, Mustafa Kemal, Ali Fuat paşalar üstün nitelikler taşıyan bu Osmanlı subaylarının başında bulunmaktadır. Ne yazık ki, bunlar bütün iyi niyetlerine rağmen formasyonları gereği bizim istediğimiz sosyal devrime yabancıdırlar. Yarın Türkiye düşmandan temizlendiğinde Osmanlı ordusunun paşaları burada ancak bir burjuva devleti kuracaklar, bütün ağalık derebeylik gibi kurumları olduğu gibi bırakmak zorunda kalacaklardır. Oysa gördük ki, Aydın’da, Manisa’da, Antep’te, Yozgat’ta, Demirci’de, Düzce’de, Adapazarı’nda, Bolu’da bütün Kuvayı Milliyeye karşı gelerek korkunç ayaklanmalara ön ayak olanlar, hep eşraf denen zenginler, eski çağların kalıntısı olan derebeyleri ve ağalardır. Siz kendiniz bunlara karşı çıkıp hepsini silip süpürdüğünüzden durumu bizden daha iyi bilirsiniz. Alaşehirli Mustafa beyle, Salihli ağalarının size karşı kurduğu komplolar unutulur şeyler midir?

İşte Ethem bey, bizim paşalarımız, sınıf kavgası, sosyal devrim nedir bilmediklerinden, bilemeyeceklerinden yarın bunca kan pahasına kazanacağımız zaferin yemişlerini yine bu ağa, derebey ve eşraf denen ve halkın tepesinde oturan devlerin kucağına bırakacaklardır. Bizim isteğimiz, bir yandan dış düşmanları yurt sınırlarından dışarı atarken, yeni devletin iç düşmanları olarak her zaman pusuda kalacak burjuva , ağa ve derebey sınıf ve zümrelerini de zararsız duruma getirmektir. Böylece, bütün sarsıntılara uğramadan sosyal devrimi de yapıp Türkiye’yi sınıfsız bir halk hükümeti durumuna getirmek istiyoruz. Biz, mecliste bu akımın politik gücünü yaratmağa çalışmaktayız.

Sosyalizmi meydana getirmekte Sovyetler de bize her türlü yardımı yapmağa hergün yeniden söz veriyorlar. Sizi Mustafa Kemal’den üstün buluyorlar. Mustafa Kemal Paşa, salt bir siyasal güç, emperyalizme savaşın sembolü olarak biliniyorsa da elinde asker gücü olmadığından sahip olması gereken gücün yarısını yitirmektedir. Yalnız, gördüğümüze göre ,Mustafa Kemal’in gittiği yol, tam anlamıyla bir diktatörlük yoludur. Bu güçte ve karakterde bir generalin çevresinde başka güçlü insanları barındırmayacağı kanısı bizde egemendir. Bugün, bütün ipleri elinde toplamasına yardım etmek için ulusal kurtuluş savaşının alınyazısı için kellesini koyan sizler ve bizler de düşünce ve planlarımızdan ister istemez fedakarlık ediyoruz. Sizin isteğiniz üzerine Dahiliye Vekilliğinden vazgeçmiş bulunmam yarın için bize çok büyük güçlükler çıkarabilir. Refet bey, Mustafa Kemal’in dış düşmanlardan çok iç pürüzleri, daha çok politik anlamdakileri temizlemek için kullandığı tam anlamıyla militarist kafada bir adamdır. Mustafa Kemal, başını yiyeceği güne dek, onu da ötekiler gibi kullanacaktır.”

Nazım bey,siyasal durumun tablosunu o kerte sert çıkışlarla yapmıştı ki, Ethem beyin içi bulanmış, kafası kuşku ile karamsarlıkla dolmuştu. Büyük bir tedirginlik duydu. Geleceği bekleyen korkunç karanlık günler, sisli yağmurlu ufuklar gibi gözlerinin önündeki iyimserlik aydınlığını bütünüyle örtmüştü.
(Kutsal İsyan-Hasan İzzettin Dinamo, shf 339-342 May yayınları)
***

 

Ethem bey esen rüzgardan tasfiye sürecine girdiğini anlamıştı. Kuvayı Seyyaresini korumaya çalışırken Bolşeviklere daha çok yaklaşmış ve Eskişehir’de, Bolşevik fikirleri yayan “Yeni Dünya” gazetesini kurdurmuştu.
Gelecek yazılarımızda Yeni Dünya gazetesinin hikayesini ve Met İzzet Paşa ile Ankara’daki görüşmesini anlatacağız.



766 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
SİYASİ KİMLİĞİ, ÇERKESLİĞİNİN ÖNÜNDE OLANLAR. - 23/03/2024
Tarih, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bizleri yargılayacak. Çerkes kimliğinin görünür kılınması ve Çerkes kimlik bilincinin yükselmesi adına, İshak Akbay’a oy vermek tarihsel bir sorumluluktur.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi