• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam46
Toplam Ziyaret1188962
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar41.343641.5093
Euro48.659448.8544
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
TÜRKİYE BARIŞMAYA İSTİKLAL MAHKEMELERİ KARARLARINI GEÇERSİZ SAYARAK BAŞLAYABİLİR
22/09/2025

1 Eylül Dünya barış gününde Facebook sayfamda bu makalenin başlığını paylaşmıştım. Paylaşımı yaparken altını dolduracak o kadar şey biriktirmiştim ki yazının kendiliğinden akmasının mesele olmayacağını düşündüm. Türkiye’de bir taraf “Terörsüz Türkiye”, bir taraf da barış süreci diyor. İki tarafın söylediklerinin ortak bir kesişme noktası olabilmesi ihtimali son derece zayıf görünüyor. Türkiye’deki etnik terör bir sonuçtur. Sonucun arkasından ateş ederek, onu bitiremezsiniz. Onu ortaya çıkaran şartları düzeltmek için en küçük bir çaba sarf etmediğinizde, “Terörsüz ve barış içinde yaşayan” bir Türkiye de ortaya çıkaramazsınız. Eğer Türkiye barışmak istiyorsa bir yerden başlamalı. Bu başlangıç Türkiye’deki tüm kesimlerin hala yarasını kanatmakta olan kararları almış ve infaz ettirmiş olan İstiklal Mahkemelerinin kararlarını TBMM kararıyla geçersiz sayarak olmalıdır.

***

Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı en büyük silahlı kalkışmayı başlatmış, binlerce kişinin ölümüne neden olmuş PKK örgütününün liderine umut hakkı verelim ve özgürlüğüne kavuşturalım tartışmasının yapılabildiği bu günlerde, çok az üyesinin hukukçu olduğu ve nasıl keyfi kararlar alabildiği belgelerle sabit olan İstiklal Mahkemelerinin kararlarını niye tartışmayalım ve niye kaldırmayalım?

Hatırlayalım; Abdullah Öcalan Türkiye’ye teslim edildiğinde, Avrupa Birliği uyum yasaları çıkarılıyordu. Abdullah Öcalanı yargılayan Devlet Güvenlik Mahkemesi üyelerinden biri askeri hakimdi. DGM kanununda DGM üyelerinden birinin asker olması gerekiyordu. Ama Avrupa Birliği yasaları mahkemelerde asker kişilerin olamayacağını, tamamen sivil hakimlerin olmasını öngörüyordu. Avrupa Birliği Müktesebatına uyabilmek için DGM Kanunu değiştirilmiş, Abdullah Öcalan’ı yargılayan Devlet Güvenlik Mahkemesindeki askeri hakimle birlikte tüm DGM’lerdeki askeri Hakimler çıkarılıp, yerlerine sivil hakimler atanmıştı. Yine Abdullah Öcalan yargılanırken, Türkiye cumhuriyeti Kanunları’nda yürürlükte olan idam cezası, DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti döneminde, Avrupa Birliği’nden gelecek Euroların yüzü suyu hürmetine kaldırılabilmişti. Demek ki gündeme getirdiğimiz İstiklal Mahkemeleri kararları da tartışılamaz, değiştirilemez şeyler değillerdir.

***

Türkiye’deki bütün farklı kesimlerin taleplerinin bastırılmasında iktidarın celladı olmuş, en küçük bir demokratik çıkışı kanlı bir biçimde bastırmış ve Türkiye’de diktatoryal bir rejimin korku aparatı olmuş bu mahkeme adı altındaki hukuksuzluklar kurullarının günahlarını taşımaya devam eden Türkiye Devleti hiç kimseyle barışamaz. Üyelerinin çoğunluğu asker, çiftçi, tüccar ama çok azı hukukçu olan fakat tayin edilmiş mebus olan ve bin beş yüz kişiyi aynı gün yargılayıp astıran İstiklal Mahkemelerinin verdiği vicdansız kararlarla ilgili bazı örnekleri paylaşalım isterseniz.

1-)Çerkes Ethemin Hain ilan edilmesi, gıyabında idam cezası verilmesi ve Gizli Komünist Partisi yargılaması: 9 Mayıs 1921 tarihinde Ankara İstiklal Mahkemesi Ethem ve kardeşlerini hain ilan ederek gıyaplarında idam cezası ile mallarının müsaderesine karar verdi. Aynı kararla 46 kişinin hakkında da hükme varıldı. Yine bu kararla gizli komünist partisi kurup hükümeti devirmek suçuyla yargılanan sol muhalif kesimler Ethem Beyle birlikte yargılandılar. Böylece daha Türkiye Devleti kurulmadan solculara yönelik baskı hapis cezalarının ilkini Ankara İstiklal Mahkemesi vermiş oldu. Ancak Ethem Bey, her ölüm yıldönümünde doğduğu köy Bandırma Emreköy’de “Kahraman Ethem” temasıyla anılmaktadır. Böylece halkımız İstiklal Mahkemesinin verdiği kararı yırtıp atmış ve kararı geçersiz saymıştır.

2-)Şeyh Sait ve Arkadaşlarının idamı: Bindörtyüz yıllık halifelik geleneğinin kaldırılması İslami kesimlerde büyük rahatsızlık yaratmıştır. Özellikle Müslüman Kürtler arasında hala kanayan bir yaradır Şeyh Sait’in idamı. İsyan bastırıldıktan sonra, 29 Haziran 1925 tarihinde Diyarbakır Dağkapı Meydanında 47 arkadaşı ile birlikte asılmıştır. Son isteği sorulan Şeyh Sait Arap Harfleriyle yazdığı vasiyetinde “Benim bu değersiz dallarda asılmama pervam yoktur (korkum yoktur)” diyerek korkusuzluğunu göstermiştir. Vasiyeti yerine getirilmediği gibi mezarının yeri de belli değildir. Ailesi mezarının yeri için her türlü girişimi yapmakta, devlet de inatla mezar yerini saklamaktadır. Ancak HDP’li Diyarbakır Belediyesi, Şeyh Sait’in asıldığı Dağkapı Meydanının ismini “Şeyh Sait Meydanı” olarak değiştirmiş ve İstiklal Mahkemesi kararını yırtıp atmış ve geçersiz saymıştır.

3-)İskilipli Atıf Hoca’nın idamı: Şapka kanunu yüzünden çok insanın canı yakıldı ve çok sayıda kişi idam edildi. Bunlardan biri de bir din alimi ve müderris olan İskilipli Atıf Hocadır. Bir çok kitap da yazmış olan İskilipli Atıf Hoca, “Frenk Mukallitliği ve Şapka” isimli bir kitabı kanun çıkmadan önce yazmıştı. Ankara İstiklal Mahkemesi, Şapka kanununa karşı çıkanların bu kitabı referans gösterdikleri gerekçesiyle İskilipli Atıf Hocayı yargıladı ve üç yıl hapis cezası verdi. Savunmasını ertesi gün yapması istendi. Ancak İskilipli Atıf Hoca ertesi gün savunma yapmayı red etti. Bunu bir hakaret olarak kabul eden Mahkeme heyeti, üç yıl hapis cezasını kaldırarak idam cezası verdi ve İskilipli Atıf Hoca asılarak idam edildi. Ancak İskilipli Atıf Hoca’nın ismi kütüphane, park, Hastane ve Camiye verilerek, İstiklal Mahkemesinin verdiği karar yırtılıp atılmış ı geçersiz sayılmıştır.

4-) İzmir Suikastı Davası: 14 Haziran 1926 tarihinde İzmir’de bir otelde, Mustafa Kemal’e suikast yapacağı iddia edilen altı kişi silahlarıyla birlikte yakalandı.15 Haziran 1926’da İzmir’e giden İstiklal Mahkemesi yargılamalara başladı. Gerçekleşmemiş bir suikast için 131 kişi sorgulandı. Mustafa Kemal’e rakip olabilecek herkes Ergenekon davası gibi bu davaya dahil edildi. Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Halide Edip Adıvar, Adnan Adıvar gibi Kurtuluş savaşının gerçek kahramanları idamla yargılandılar. Kazım Karabekir 15 yıl Erenköy’de ev hapsinde tutuldu. Rauf Orbay, Halide Edip Adıvar, Adnan Adıvar 15 yıl yurtdışında sürgünde yaşadılar. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası mensupları ve ittihatçı avı yapılmış, Mustafa Kemal’i eleştiren tüm kesimler adeta biçilmiş ve diktatörlük bu dava vesile edilerek tam anlamıyla tesis edilmiştir. Gerçekleşmemiş bir suikast nedeniyle İstiklal mahkemesi 19 Kişiyi asmıştır. Bu idamlardan en trajik olanı Hatko İsmail Canbulat’ın asılmasıdır. Çerkes olan İsmail Canbulat, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucularından olduğu için davaya dahil edilmiş ve on yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Suikastle hiç bir ilgisi olmayan İsmail Canbulat cezaya çok büyük tepki göstermiştir. İsmail Canbulat’ın gösterdiği tepkiye çok sinirlenen mahkeme heyeti İsmail Canbulat’ı yeniden yargılamış ve idam cezası vererek o gece asmıştır. Yalancı tarihçiler utandıkları için Kurtuluş Savaşı’nın gerçek kahramanlarına yapılan bu haksızlığı gizlerler. Ama onlar milletin kalbinde gerçek yerlerini alarak İstiklal Mahkemesi kararını yırtmışlardır.

5-)Dersim Katliamı ve Seyit Rıza’nın idamı: Türkiye cumhuriyeti Tarihi farklı olanları yok etmenin tarihidir. Tüm farklı etnisiteler sindirildi ama Kürt meselesi bir türlü bastırılamadı. 1937 yılında Dersim kanlı bir bastırma ve büyük ölçüde sürgün olayı yaşadı. Bu konudaki gerçek hükmünü elbet tarih verecektir. Dersim isyanının lideri kabul edilen Seyit Rıza İstiklal Mahkemesi’nde idama mahkum edildi. Son isteği önce kendisinin, sonra oğlunun idam edilmesiydi. Ama ona işkence olsun diye önce oğlunu, sonra onu astılar. Od a tarihe geçen şu sözleri söyledi “Ben sizin yalanlarınızla baş edemedim bu bana dert oldu, ama bende sizin karşınızda diz çökmedim Buda size dert olsun.” İdam edilmiş olan Seyit Rıza’nın Heykeli Tunceli’ye dikilerek İstiklal Mahkemesi kararı yırtılıp atılmış ve geçersiz sayılmıştır.

Şimdi sıra TBMM’dedir. Bu ülkede gerçek bir barış ve demokrasi isteniyorsa TBMM üzerine düşeni yapmalı, halkın geçersiz saydığı İstiklal Mahkemesi kararlarını geçersiz saymalıdır.

***

Çok azının Hukukçu olduğu 45 İstiklal Mahkemesi üyesinin listesi ve kısa biyografileri aşağıdadır.

1-)Abdülkadir Kemali Bey: Hukukçu,Kastamonu mebusu, Pozantı İstiklal Mahkemesi başkanı

2-)Ali Efendi: Anamur doğumlu, Çiftçi ve tüccar, Mebus, Konya İstiklal Mahkemesini üyesi

3-)Bahri Bey: Yozgat Mebusu, Samsun İstiklal Mahkemesi üyesi

4-)Cevdet Bey: Eğitimci, Kütahya Mebusu, Ankara İstiklal Mahkemesi üyesi.

5-) Ethem Fethi Bey: Menteşe Mutasarrıfı, Menteşe Mebusu, Yozgat İstiklal Mahkemesi üyesi

6-) Emin Müftüoğlu: Hukukçu, Mebus, Samsun İstiklal Mahkemesi başkanı

7-) Dr.Fikret Bey: Doktor, Kozan Mebusu, Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyesi

8-) Hacim Muhittin Çarıklı : Mutasarrıf, Mebus, Konya, Elcezire ve Şark İstiklal Mahkemeleri Başkanı.

9-)Hakkı Paşa (Ahmet Hakkı Sutekin): Asker, Niğde Mebusu, Amasya ve Elcezire İstiklal Mahkemeleri üyesi.

10-) Halil İbrahim Özkaya: Hukukçu, Antalya Mebusu, Elcezire İstiklal Mahkemesi savcısı.

11-) Hamdi Bey(Ahmet Hamdi Osmanzade):Lise Mezunu, Gazeteci, Bilecik Mebusu, Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyesi.

12-)Hamdi Bey: Tüccar, Biga Mebusu, Isparta İstiklal Mahkemesi üyesi

13-)Hamit Bey: Hukuk Mezunu, Tüccar, Biga Mebusu, Isparta İstiklal Mahkemesi üyesi

14-) Haydar bey: Dava vekili, Kütahya Mebusu, Eskişehir İstiklal Mahkemesi üyesi.

15-) Hüseyin bey: Polis Müdürü, Elaziz Mebusu, Ankara İstiklal Mahkemesi üyesi.

16-) Hüsrev Sami (Kızıldoğan): Asker, Eskişehir Mebusu, Isparta İstiklal Mahkemesi üyesi.

17-) İhsan Bey (Eryavuz): Asker, İstanbul Mebusu, Ankara İstiklal Mahkemesi Başkanı

18-) Kılıç Ali Bey: Asker,Antep Mebusu, Ankara İstiklal Mahkemesi üyesi.

17-) Mahmut Esat Bozkurt: Hukukçu, İzmir Mebusu, Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyesi.

18-) Mazhar Müfit Kansu: Mülkiye Mezunu, Hakkari Mebusu, Yozgat İstiklal Mahkemesi üyesi.

19-) Necip Bey: Tahsili yok, dava vekili, Mardin Mebusu, Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyesi.

20-) Neşet Kazım Akkor: Hukukçu, Çankırı Mebusu, Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyesi

21-) Osman Nuri Bey: Hukukçu, Konya İstiklal Mahkemesi üyesi

22-) Rasih Kaplan bey: Orta okul mezunu, Antalya mebusu, Eskişehir İstiklal Mahkemesi üyesi

23-)Refik bey: Polis Müdürü, Dava vekili, Konya Mebusu, Yozgat İstiklal Mahkemesi üyesi

24-) Refik Şevket (İnce)bey: Hukukçu,Saruhan Mebusu,Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyesi

25-)Saib bey: Subay, Urfa Mebusu, Konya İstiklal Mahkemesi üyesi.

26-) Mazhar Bey: Hukukçu, Tüccar, İstanbul Mebusu, Yozgat İstiklal Mahkemesi üyesi

27-) Mehmet Tahir (Kacur) Bey: Hukukçu, Isparta Mebusu, Konya İstiklal Mahkemesi üyesi.

28-) Muhiddin Baha (Pars) bey: Hukukçu, Bursa Mebusu, Konta İstiklal Mahkemesi üyesi.

29-) Mustafa Necati Bey: Hukukçu, Eğitimci, Saruhan Mebusu, Sivas ve Kastamonu İstiklal Mahkemeleri üyeliği ve başkanlığı yaptı.

30-) Mustafa Zeki (Saltık) bey: Subay, Dersim Mebusu, Amasya İstiklal Mahkemesi üyesi

31-) Necati (Kurtuluş)Bey:  Subay, Bursa Mebusu, Sivas İstiklal Mahkemesi üyesi.

32-) Sıddık Bey: Ortaokul Mezunu, Tüccar, Çorum Mebusu, Diyarbakır İstiklal Mahkemesi üyesi.

33-) Sıtkı bey: Hukukçu, Malatya Mebusu, Diyarbakır İstiklal Mahkemesi Üyesi

34-) Şevket Bey: Lise Mezunu, Sinop Mebusu, Samsun İstiklal Mahkemesi üyesi

35-) Şevki (Göklevent) bey: Lise mezunu, İçel Mebusu, Pozantı İstiklal Mahkemesi üyesi.

36-) Şeyh Servet (Akdağ) bey: Müftü, Bursa Mebusu, Diyarbakır İstiklal Mahkemesi üyesi.

37-) Tahsin bey: Lise Mezunu, Mebus, Isparta İstiklal Mahkemesi üyesi

38-) Tevfik Rüştü (Aras) bey: Dışişleri Bakanı, Menteşe Mebusu, Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyesi

39-)Tevfik (Durlanık)bey: Müftü, Çankırı Mebusu, Konya İstiklal Mahkemesi üyesi.

40-) Veli Bey: Hukukçu, Burdur Mebusu, Samsun İstiklal Mahkemesi Üyesi.

41-) Yasin (Kutluğ)bey: Çiftçi,Antep Mebusu, Elcezire İstiklal Mahkemesi üyesi

42-) Yusuf (Başağazade) bey: Hukukçu,Denizli Mebusu, Konya İstiklal Mahkemesi Üyesi.

43-) Yusuf Ziya bey: Ortaokul Mezunu, Bitlis mebusu, Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyesi

44-) Zekai (Apaydın)Bey: Mülkiye Mezunu, Adana Mebusu, Eskişehir İstiklal Mahkemesi üyesi

45-) Ziya Hurşit Bey: Eğitimci, Lazistan Mebusu, Yozgat İstiklal Mahkemesi Üyesi.

 

Not: İsimler Alfebetik olarak sıralanmıştır.

(Kaynak :Ergün Aybars, İstiklal Mahkemeleri, Bilgi Yayınevi, s. 230-238)



434 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM VE M. KEMAL ARASINDAKİ MÜCADELE İDEOLOJİKTİ - 31/08/2025
”Mustafa Kemal Diktatörlüğe gidiyor”diyerek 1924 Kasım ayında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (İlerici Cumhuriyet Partisi)’nı kuran, Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele, A.F. Cebesoy ve arkadaşları Mustafa Kemal’le ideolojik ayrılığa düşmüşlerdi
BALKAR SELÇUK’A MEKTUP - 10/08/2025
Tanzer Ünal ismindeki bir gazeteci çalıştayımızı eleştirirken, ”Yeni Bir İhanet Şebekesi” manşetini atmış isimlerimizi ve resimlerimizi de vererek bizi hainlikle suçlayarak hakaret etmişti. O zaman mahkeme bunu fikir özgürlüğü olarak kabul etmişti.
NEDEN BU HALDEYİZ, NE YAPMALIYIZ? - 23/07/2025
Eğer bizler Çerkes Milleti olarak bir vatan ve millet inşa etmeyi hayal ediyorsak, fikriyatımızın merkezinde “Çerkes Milliyetçiliği”nin olması gerektiğine inanıyoruz.
RUSYA ON YIL İÇİNDE DAĞILACAK BİR ÜLKEDİR - 19/06/2025
On yıl içerisinde dünyanın fosil yakıt ihtiyacı ortadan kalkacaktır. Petrol, doğalgaz, kömür ve kereste dışında satacak bir ürünü olmayan Rusya çöp olacak ve dağılacaktır.
ÇERKESLER, RUSLAR’DAN ÇOK DAHA ASİL VE DAYANIKLI BİR MİLLETTİR - 09/06/2025
Korkan kimse dövüştüğü kimseyi asla yenemez. Ruslar da Çerkesya’nın Ormanlık dağlık coğrafyasından ve gözünü daldan budaktan sakınmayan savaşçılarından çok korkuyorlardı.
ÇERKES TARİHİNİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VAKFI-ÇERTAV’IN FİNANSMAN MODELİ - 30/05/2025
Kimlik bilincinin oluşabilmesi ve kaybettiklerimizi tekrar geri kazanabilmemizin en önemli şartı toplumun tarih bilincinin oluşması ve tarih hafızasının yaratılması gerekliliğidir.
KAFKAS-RUS SAVAŞI DEĞİL, SOYKIRIMA DİRENİŞ! - 18/05/2025
Rus Emperyalizmi topuyla, tüfeğiyle, yüzbinlerce askeri ile saldırırken, Çerkes tarafının ne bir ordusu, ne de bir devleti vardı. Vatanlarını ellerinden almak isteyen Rus, Kazak ve diğer milletlerden oluşan hırsızlar sürüsüne karşı direniyorlardı.
“ÇERKES TARİHİNİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VAKFI-ÇERTAV” İSTANBUL’DA KURULDU - 16/04/2025
Kendi aydınımızı yetiştirebilmek için bir yolculuk başlattık, gayret bizden, destek Çerkes Milleti’nden. Allah utandırmasın.
ÇERKESLERİN ŞEHİR SINAVI ÇOK KÖTÜ GİDİYOR! - 31/03/2025
Öncelikle yapılması gereken şey gençliğe yatırım yapılmasıdır. Gençleri saygısızlıkla suçlayıp toplumdan uzaklaştırmak yerine, onlardan öğreneceğimiz çok şeyin olduğunu bilmemiz gerekiyor.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi