• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam210
Toplam Ziyaret1053906
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.154834.2917
Euro37.097537.2462
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Haksızlığın Hukuk Olduğu Yerde, Direniş Haktır!
03/08/2012

 

Tunus’tan başlayan Arap Baharı, Mısır’ı, Yemen’i, Libya’yı, Birleşik Arap Emirlikleri’ni vurduktan sonra Suriye’ye dayandı. Ancak Suriye’de yaşanan süreç Libya’da yaşananlardan çok daha kanlı ve uzun süreceğe benziyor. Suriye’de babadan oğla geçmiş çok köklü bir diktatörlük ve arkasında Rusya, Çin ve İran’ın durduğu bir yapı mevcut. "Zulüm ile abâd olanın sonu berbad olur" atasözünde belirtildiği gibi, hiç bir diktatörlük de sonsuza dek yaşayamaz. Beşar Esad yönetimi de elbette diğer diktatörlükler gibi tarihin çöplüğüne gidecektir.
Suriye’deki gelişmelerin biz Çerkesler için iki önemli boyutu var.
1-) Suriye’de yaşayan soydaşlarımızın durumu,
2-) Kuzey Suriye’de oluşan otonom Kürt yönetiminin Türkiye’deki demokratik gelişimi nasıl etkileyeceği...
Suriye’de yaşayan soydaşlarımızın  durumu  hiç de iç açıcı değildir. Bazen şerden hayır da çıkabilir derler.
Ancak şerri hayra dönüştürecek irade Çerkesler’de yoktur. Hitler Almanya’da Yahudileri yok etmeye başladığında, Siyonist örgütler bir milyonun üzerinde Yahudi’yi Filistin’e yönlendirdi. Daha önce
Filistin’e yerleşen öncü Yahudilerin hazırladığı yerleşim birimlerine yerleşerek İsrail Devletini kurdular.
Ancak, yeni yeni diaspora diyebilen, soykırım sözcüğünü telaffuz etmekten çekinen, her türlü yönlendirmeye açık ve kimlik bilinci olmayan Çerkes Halkının böylesi bir durumda  refleks göstererek kitlesel bir dönüşü örgütlemesi mümkün olamıyor.
Tabi Suriye’deki Çerkeslerin durumu Yahudilerin durumuyla uyuşmuyor. Suriye’de direkt Çerkeslere yönelik bir saldırı söz konusu değil. Tüm Suriye Halkı Arap’ı, Kürd’ü, Çerkes’i, Türkmen’i, sünnisi, Hıristiyanı, Nusayrisi ile topyekün bir diktatörlük ile mücadele ediyor. Çerkeslerin bir kısmı Esad yönetiminin, bir kısmı da muhalefetin yanında yer alıyor. Hiçbir konuda ortak hareket edemeyen Çerkes Halkı Suriye’de de ortak hareket edemiyor. Çünkü Suriye Çerkeslerinin Ulusal bilinci ve kimlik bilinci Türkiye Çerkesleri gibi.
Perit Derneği’nin yaptığı açıklamaya göre 350 civarında soydaşımız anavatana ulaşmış. 1400 civarında soydaşımıza da davetiye gönderilmiş. Tabi anavatanda bu soydaşlarımızın konut, iş, aş ve yerleşim problemlerinin nasıl çözüleceği de bir muamma. Yugoslavya’dan dönüş yapmış olan soydaşlarımızın problemleri hala çözülebilmiş değil.
Dönüşçülerimizin "Anavatan kollarını açmış bizi bekliyor" söylemi de koskoca bir yalan. Çünkü Rusya Çerkeslerin geriye dönüşünü kesinlikle istemiyor. Dönüş yapacaklara her türlü engeli çıkarıyor. Geriye dönmüş olanlar için de ulusal bilinci olanları ve aktivistleri ya hizaya getiriyor, ya da sınır dışı ediyor.
Kaldı ki Rusya’nın sonuna kadar destek verdiği Suriye’den gelecek insanları kabul etmesi kendisiyle çelişmesi anlamını taşıyacaktır.
Tüm olumsuz koşullara rağmen Çerkes Halkı en büyük dayanışmayı göstererek Suriyeli kardeşlerine sahip çıkmalıdır.
Suriye’de Kürt otonom bölgesinin oluşması, Türkiye’de milliyetçi refleksleri harekete geçirip bölünme paranoyası yaratıyor. Kürtler de Ortadoğu coğrafyasının en fazla haksızlığa uğramış mazlum halkıdır.
Kürt halkının da varlığını geleceğe taşıma ve statü edinme hakkı vardır.
Türkiye Devleti’nin durumu doğru okuyup daha fazla kan dökülmeden soruna barışçı bir çözüm yolu bulabilmesidir. Türkiye’nin demokratikleşme çabalarından vazgeçip soruna askeri çözümlerle yaklaşması sorunu daha da zorlaştıracaktır. Barışın sağlanabilmesinin ve kanın durmasının yegane şartı ellerin tetiklerden çekilmesi ve müzakere ortamının sağlanmasıdır. Bu Türkiye Çerkesleri için hayati bir önem taşımaktadır.
Tabi bu coğrafyada Kürtler de, Türkler de, Araplar da, Türkmenler de kendilerine bir yol bulurlar. Ancak kendilerine bir çıkış yolu bulamayan, varlık iradesi gösteremeyen tek halk Çerkesler’dir.
Hiçbir konuda refleks gösterip irade ortaya koyamayan Çerkeslerin artık inisiyatif alıp varlıklarını gösterme zamanı gelmiştir.

***
ÇHİ Çerkes Sorununu görünür kılmak için meydanlara çıkmış ve ses getirmiştir.
ÇHİ artık sürekli periyodik eylemlilik kararı almıştır!
Çerkes meselesini siyasalaştıracak en önemli argüman Çerkes Soykırımını sürekli gündemde tutmak ve soykırımcıların peşine düşmekle olur.
Bunun için 21 Mayıstan yola çıkarak, her ayın 21’inde akşam saat 20.00’de İstanbul’da Galatasaray Lisesi’nin önünde toplanacağız. Pankartlarımızla, sloganlarımızla Rus konsolosluğuna yürüyeceğiz. Soykırımcılara suçlarını defalarca haykıracağız.
Bu eylemi ısrarla her ay tekrarlayacağız. Eylemimiz 2014 Soçi olimpiyatlarına kadar devam edecektir.
İlk olarak, Eylül'ün 21’inde Cuma günü akşamı
saat 20.00’da. Tüm duyarlı Çerkesleri ve Çerkes dostlarını, soykırımcılardan hesap sormaya Galatasaray Lisesi önüne bekliyoruz.
Haksızlığı hukuk haline getirenlere karşı direniş hakkımızı kullanacağız.
YAŞASIN ÇERKES KALMA MÜCADELEMİZ!

 



4295 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi