• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam39
Toplam Ziyaret1053735
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.154834.2917
Euro37.097537.2462
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Çerkes Siyasetinin Üslubuna Dair
08/11/2014

Siyaset "bir düşünce etrafında örgütlenen kadroların maddi ve manevi araçları kullanarak, bir hedefe yönelmesi ve bir varlık ortaya koymasıdır" şeklinde tarif edilebilir.

Bu açıdan bakıldığında, Çerkeslerin ne tarih boyunca, ne de günümüzde ortaya, bir varlık yaratacak siyaset ve mücadele biçimi koyamadıklarını görüyoruz.

Soykırımcıları ve asimilasyoncuları kutsayan zihniyetler yok edilip, Çerkes Halkının lanetlileri bahçesine gönderilmesi sağlanmadan, Çerkeslerin, ortaya kapsayıcı bir siyaset çıkarabilmesi mümkün değildir. Bu durum hem anavatan, hem de diasporalar için geçerlidir.

Soykırımcıları ve asimilasyoncuları kutsayan zihniyetin sayısız örnekleri mevcuttur. Anavatanda Nalçik Meydanı’nda ellerini iki yana açmış dev bir kadın heykeli  görürsünüz. Bu heykel 450 yıl önce Ruslara verilen Mariya’nın heykelidir. Yani teslimiyetin heykel haline getirilmiş şeklidir. Yani “biz size 450 yıl önce teslim olduk” demenin heykelidir.

Bu heykelin nasıl dikildiğinin arka plan hikayesini bilmiyorum ama mutlaka Rusya’dan nemalanan yerel Çerkes yöneticiler düşünüp organize etmişlerdir. Yapımından da mutlaka nemalanmışlardır. Alçalmada sınır tanımayan bu zihniyet anavatanı rehin almış durumdadır. Aynı zihniyet Çerkes diyasporalarına da ayar verebilmenin peşindedir.

Enver Paşa tarafından İttihat Terakki bünyesinde kurdurulan, Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucuları ve vurucu gücü Çerkeslerdi. Süleymen Askeri Bey, Kuşçubaşı Eşref Bey, Kuşçubaşı Sami Bey, Çerkes Ethem Bey en tanınmış olanlarıdır. Turan İmparatorluğu kurmak için yanıp tutuşan Enver Paşaya hayrandılar hepsi. Birinci Dünya savaşında Osmanlıyı batırıp yok eden Enver Paşa, Turan imparatorluğunu kurmak için Orta Asya’ya savaşmaya gittiğinde yanındaki en güvendiği adam Kuşçubaşı Sami idi. Enver öldürüldüğünde yerine geçip savaşı devam ettirmişti. Kuşçubaşı Sami savaşı bırakıp Türkiye’nin Ağrı sınır kapısına geldiğinde, 150'lilikler listesinde olduğu için ülkeye giremeyeceğini öğrenmişti.

Girdikleri Türkçü ve Turancı yapı içerisinde, "Çerkesleri Turan ırkının en asil kolu" olarak görmeye başlamıştı bu devletten maaş alan kadrolar. Onun için Çerkeslerin Hatko ailesinden bir  subay olan Ömer Seyfettin Türkçülüğün en güzel hikayelerini yazmıştı.

Devletin yanında yer almada usta olan bu zihniyet Türkiye’de Türkleşmiş, Rusya’da Ruslaşmış, Ürdün ve Suriye’de Araplaşmış, İsrail’de Yahudileşmiştir. Ancak bu zümre Çerkesler için bir talep dile getirileceğinde engelleme için ortak hareket etmeyi ustalıkla başarır.

Herkesin Türk, Müslüman ve sünni olmak zorunda olduğu Türkiye’de, devletle bütünleşmiş olan bu zihniyetler Çerkes kurumlarını kontrol ediyor.

Artık Çerkesler "Ne mutlu Türküm diyene" demeyecekler ve çocuklarında dedirtmeyecekler dediğimizde, en sert tepkiyi bu bukelemun zihniyetli Çerkeslerden görüyoruz. Oysa artık devlet bile okullarda andımızı kaldırdı ve çocuklara her sabah "ne mutlu Türküm diyene" dedirtmiyor.

"Türk olmaktan mutlu"olan bu Çerkesler, ya dönüşüp Çerkesleşecekler, ya da Çerkes Dünyasından kovulacaklardır.

Çerkeslerle ilgili bir iş, bir çalışma, bir düşünce, bir siyaset üretme çabasına girenler, uluslararası dayanışma halinde olan bu işbirlikçi Çerkeslerin ve kurumlarının engeline takılmaktadır.

Çerkeslerin yaratabilmiş olduğu en ciddi siyasi yapılanma olan ÇHİ, en acımasız saldırılara bu işbirlikçi Çerkesler tarafından uğradı. Ancak ÇHİ yaptığı işlerle, eylemlerle ve projelerle dosta da, düşmana da gerekli cevabı verdi.

ÇHİ'nin hiç kimse ile kişisel bir sorunu yoktur. Ancak toplumsal yetersizliklerimiz ve yanlışlıklarımız konusunda tespitler yapıp, eleştiri geliştirerek toplumsal gelişime katkı sunmaktadır. Bazı çevrelerse eleştiri ile karalama arasındaki farkı kavrayamıyor. Eleştriden istifade etmek yerine, savunmaya geçip karşı karalama kampanyası başlatabiliyor. Gelişkin toplumların yaptığı gibi, hatalarımızı düzeltebilmek için eleştiri mekanizmasını işletebilmeyi Çerkesler de er geç öğreneceklerdir.

Dünyanın en mazlum ve sahipsiz halklarından biri olan Çerkesler, mazlumun yanında değil de zalimin yanında yer alabilmektedir. Türkiye’de ırkçı İttihatçı zihniyetin istediği şekilde Kürtlere, Ermenilere, Rumlara ve devletin istediği şeylere saldırabilmektedir. Oysa Çerkesleri yok eden ne Kürtlerdir, ne Ermenilerdir, ne de Rumlardır. Çerkesleri yok eden Rusya’nın emperyalist politikaları ile Türkiye’nin ırkçı ve asimilasyoncu politikalarıdır.

ÇHİ her ayın 21'inde "Soykırım ve asimilasyon insanlık suçudur" pankartı açarak Türkiye’nin asimilasyoncu, Rusya’nın soykırımcı politikalarını eleştirirken tüm dünyaya meydan okumaktadır.

Çerkes siyasetinin dili  "net, kararlı, yürekli ve meydan okuyan" bir üslupta olacaktır.

Halklar arasında düşmanlığı değil, dostluğu ve dayanışmayı savunan bir dil olacaktır.

Onun için Çerkes Kimliğimizle, "Yaşasın Halkların Kardeşliği" demeye devam edeceğiz.



3268 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi