• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi18
Bugün Toplam125
Toplam Ziyaret1053821
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.154834.2917
Euro37.097537.2462
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Soykırımcı Kardeşliği: Rusya Soçi ile; Türkiye Çanakkale ile İnkar Ediyor
31/01/2015

Herşey eskiden ne güzeldi değil mi?

"Dokunmayın Şabanıma uyuyor,

Uyudukça her geçen gün ölüyor" makamında oynayarak yok olmayı kabul ederken o Çerkesler ne kadar asildi(!)

Ne kadar birlikten bütünlükten yanaydılar.

Bak yemek yedikleri kabı da pisletmiyorlardı.

Hem zaten onlar Çerkes Türkü değil miydiler canım..

Bakın Çerkesler, Lazlar, Boşnaklar istiyor mu, bu Kürtlere de ne oluyor!

… denildiği günlerde her şey ne kadar güzeldi değil mi(!)

O günlerde dernek yöneticiliği yapmak ne kadar da kolaydı.

Çerkesler oynaya oynaya yok oluyorlardı.

Rusya, Türkiye ve işbirlikçileri bu yok oluşa nezaret ediyorlardı.

Ama bu görüntü 2011 yılının başında Çerkeslerin asi ve onurlu evlatlarının ÇHİ'yi

oluşturup, meydanlara çıkıp, "biz de haklarımızı istiyoruz" demesiyle bozuldu.

Türkiye’nin, Rusya’nın, Çerkeslerin, Türklerin, Kürtlerin ezberleri bozuldu.

Aklı karıştı.

Aksi gibi bakın şimdi Lazlar, Gürcüler, Pomaklar, Hemşinliler, Süryaniler, Boşnaklar da istemeye başladı, bu hain(!) Çerkesleri örnek alarak.

Bu asil(!) ve cici Çerkesler’e ne olmuştu?

Yoksa onlar da  Kürtler gibi kaka çocuk mu olacaklardı?

Ne demek anadil eğitimi, ne demek, Çerkesce Televizyon ve Radyo istemek?

Türkçe neyinize yetmiyor denilerek hem Çerkes cenahından, hem de Türk ırkçısı faşist kanattan saldırılar başladı.

Bu saldırıları ilk başlatanlardan biri de, Balkar Selçuk arkadaşımızın deyişiyle gözlerini

belerten ibiş Murat Bardakçı'dır. 2011 yılında yazmış olduğu aşağılık bir yazıdan dolayı

protesto edilmiş ve gerekli cevaplar verilmişti.

Çerkesler, siyasi bir mesele olan Çerkes meselesini, siyasi arenaya taşıyacak olan "Çoğulcu Demokrasi Partisi"ni kurup meseleyi bir üst boyuta taşıyınca, bu ırkçı cenahta yine bir hazımsızlık baş gösterdi.

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre, otuz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir araya gelip, bir bir siyasi parti tüzüğü ve çalışma programı hazırlayarak içişleri bakanlığına verdikleri takdirde siyasi parti kurulmuş olur.

Bunu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Çerkeslerin yapmış olmasının kime ne zararı olabilir?

Yoksa yasak mıdır?

Ama kafaları yasaklı, insanlıktan ve demokrasiden nasibini almamış ırkçı-faşist bardak kafalılar renklilikten korkarlar.

Değişik dillerin, kültürlerin, renklerin, tatların, müziklerin, dansların bir ülke için zenginlik olduğunu anlayamazlar, sadece tehdit olarak görürler.

"Çoğulcu Demokrasi Partisi" ayrımcılık yapan, hedef gösteren ve toplumun bir kesimini aşağılayarak nefret suçu işleyen Murat Bardakçı hakkında yasal işlem başlatmıştır. Onunla mahkemede hesaplaşılacaktır.

Ayrıca Çerkes Halkını aşağılayan Murat Bardakçı, Çerkes toplumunun tüm farklı kesimlerinin ortak noktada buluşarak tepki göstermesine vesile olduğu için "hayırlı" bir iş yapmıştır.

***

"Hayat ne garip anne,

Dünya ne garip" dediği gibi şairin, dünya gerçekten ne garip.

Bilgiye bu kadar kolay ve çabuk ulaşılabilen bir dünyada kavramların içinin boşaltılıp içeriksizleştirilmesini izlemek ne garip.

Gerçeklerin üstünü örtmek için, nasıl canhıraş çabaların sarf edildiğini ibretle izlemek ne garip.

Ama bu gariplikleri de kaydetmek bizim görevimiz, neylersin..

 

***

2014 yılı Çerkes sürgün ve soykırımının 150. yılıydı.

2015 yılı ise Ermeni sürgün ve soykırımının 100. yılıdır.

Soykırımcı devletler ise Çarlık Rusyası ve Osmanlı Devletidir.

Ama onların mirasçıları olan, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti aynı soykırımcı ve inkarcı tavrı inatla sürdürüyor.

Yüzyıldır 18 Mart'ta anılan ve kutlanan Çanakkale Zaferi bu yıl 24 Nisan'a çekiliverdi aniden.

Bu durumda Çanakkale 18 Mart Üniversitesinin adını da, 24 Nisan Üniversitesi olarak değiştirler herhalde acilen.

Ve yine Doğu Perinçek,AİHM'de "Ermeni Soykırımı emperyalist bir yalandır"

deyince soykırımcıların nasıl bir "inkar endüstrisi" oluşturduklarına dair yazmak boynumuzun borcu oldu.

Soykırımcıların tavrı Rusya'dada, Osmanlı'da da, Türkiye'de de, Srilanka'da da, Amerika'da da, Avustralya'da da,Afrika'da da değişmiyor. Soykırımı gerçekleştirip hiçbir şey olmamış gibi hareket etmek, inkar etmek, gerektiğinde hiç çekinmeden katletmeye devam etmek.

1800'lü yıllarda organize emperyelist bir güç olan Çarlık Rusyası’nın dünyaya açılabilmek için denize ihtiyacı vardı. Rusaya’nın en yakınındaki deniz Karadenizdi. Karadenizin Kuzeyi olan Azak Denizi Tatarların, onun altında kalan kısım Osmanlı Devletine kadar Çerkeslerindi.

Planlı ve programlı bir biçimde Osmanlı Devleti, Tatar Kırım Hanlığı ve Çerkeslerle savaşan Çar orduları Tatarları ve Çerkesleri katlederek vatanlarından zorla çıkararak sürdüler.

Birleşmiş milletlerin 9 Aralık 1948'de kabul ettiği "soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması" sözleşmesine göre Çarlık Rusyasının "soykırım" suçunu işlediği çok açık ve nettir.

Ancak Çerkes sürgün ve soykırımının üzerinde 150 yıl geçtikten sonra, Çerkesya Özgürlük meclisinin toplandığı, Çerkesya’nın son başkenti olan Soçi'de, kış olimpiyatları düzenleyen Rusya, inkar geleneğini sürdürmüştür.

Rusya olimpiyatların tanıtımında, Greklerden, Kazaklardan, Ruslardan eski sahipleri olarak bahsetmiştir. Ama Çerkesleri anmayarak, soykırımı gizleyebileceğini zannetmiştir.

Ancak tarih değiştirilemez bir gerçek olarak yaşanır!

Putin'in Çerkesya’da Çerkeslerin yaşamadığını iddia etmesi gerçeği asla değiştirmez.

Çerkesya Çerkeslerin vatanıdır..

Dün de... Bugün de… Yarın da böyle olmaya devam edecektir.

Rusya’nın Çerkes aktivistlere karşı yürüttüğü baskı, tehdit ve öldürme politikaları, soykırımcı zihniyetinin aynen devam ettiğinin göstergesidir.

Ayrıca Rusya'nın bugün Ukrayna'da yürüttüğü kanlı savaşta soykırımcı ve emperyalist karakterinin hiç değişmediğinin en açık göstergesidir.

Onlar soykırımı inkar etmeye devam edecekler, Çerkes Siyasi Hareketi de "soykırım gerçeği"ni Rusya'nın ve dünyanın yüzüne haykırmaya devam edecektir.

 

***

Türkiye'de bugüne kadar faaliyet göstermiş olan tüm siyasi partiler İttihat ve Terakki Partisi'nin değişik versiyonlarıdırlar. Sağcı, solcu, islamcı, Liberal, sosyal demokrat, sosyalist hiç fark etmiyor.

Meşruiyetlerini çoğunluğun hassasiyetleri üzerine inşa etmiş olan bu partilerle, bugüne kadar demokrasi gerçekleşememiştir, bundan sonra da gerçekleştirilemez.

İttihat Terakki Partisi Turan Irkına mensup tüm milletlerin tek bayrak altında toplanmasını savunan ırkçı bir ideolojiye sahipti.

1908'de Meşrutiyet'in ilanını sağlayıp, 1909'da iktidar olan İttihat Terakki, Balkanlarda Hristiyan nüfusun yoğun olduğu yerlerin kaybedilmesi üzerine, Anadolunun  Türkleştirilmesi ve müslümanlaştırılması kararını verdi.

Osmanlı döneminde Karadeniz Bölgesindeki Rum ve Ermeni yerleşim yerlerinin isimlerini değiştirerek, Türk ve Müslüman isimleri konuldu.

1914 senesinde Osmanlı Devletini 1. Dünya savaşına sokarak Osmanlıyı tarih sahnesinden silen İttihat terakki,savaş şartlarını ileri sürerek içeride Ermenilere saldırdı.

Daha önce birçok bölgede denemeleri yapılmış olan Ermeni Soykırımı, 24 Nisan 1915'te fiilen yürürlüğe kondu. İstanbul’da yaşayan yüzlerce Ermeni Aydını ve ileri geleni tutuklanarak Anadolu’da bir ölüm yolculuğuna çıkarıldı.

İttihat Terakkinin üç paşasından Talat Paşa, Ermeni Soykırımını bizzat yürütüyordu. Konağının alt katına kurdurduğu telgrafhaneden valilere, kaymakamlara, ordu komutanlarına bizzat talimatlar veriyor ve Ermenilerin Anadolu’dan yok edilmelerine nezaret ediyordu. Talat Pasa Osmanlı döneminin Hitler'i vazifesini görüyordu.

Ermeni Çetelerini, Ruslarla işbirliğini ileri sürerek Ermeni soykırımını mazur göstermek isteyenler, Tekirdağ'daki, İzmit'teki, Kastamaonu'daki hiçbir şeye karışmamış insanları da niçin katledip sürmüşlerdir. Neden Anadolu’da yaşayan 1,5 milyon Ermeni’den geriye bugün 70 bin kişi kalmıştır.

Türkiye Cumhuriyet'inin Tarihçileri ve ideologları, soykırım yerine "Tehcir" kavramını kullanıyor.

Tehcir hicretin zorla yaptırılanıdır. Yani tehcir zorla sürgündür.

Birleşmiş Milletlerin 1948'de kabul ettiği "soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması" sözleşmesinin 3. maddesi zorla sürgün suçunu da soykırım olarak tanımlamaktadır.

Ermeni Tehcir'i diyen Türkiye Devletinin tarihçileri, aslında Ermeni Soykırımını itiraf etmektedirler.

Osmanlı’nın yıkılmasıyla, İttihat Terakkinin B takımı tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’de, İttihat Terakki’nin politikalarını aynen sürdürdü. Cumhuriyet dönemindeki bu politikaların sürdürücüsü CHP ve ondan türeyen partilerdir.

Daha Cumhuriyet ilan edilmeden 1923'ün Haziran ayında Marmara Bölgesi Çerkesleri doğuya sürüldü. Lozan Anlaşmasına eklenen mübadele maddesiyle Rumlar ve Hristiyanlar Yunanistan'a gönderildi. 1925 yılında Lazistan Sancağı Lağvedilerek Rize vilayetine dönüştürüldü. 1924 yılında Şeyh Sait İsyanı ile başlayan toplan 25 Kürt isyanı kanla bastırıldı. 1984 yılında PKK ile başlayan Kürt isyanında halen savaş devam ediyor. 1934 yılında Trakya Yahudilerine saldıran ırkçı zihniyet

Trakya’yı Yahudilerden temizledi. Alevilerde bu ırkçı zihniyetten payına düşeni aldı. Dersimle başlayan Alevi Katliamı, Maraşla ve en son Alevilerin Sivas'ta yakılmasıyla son buldu.

Türkiye'deki bütün siyasi partiler İttihat Terakki'nin versiyonlarıdır demiştik. Bu resim Doğu Perinçek'in AİHM'deki mahkemesinde ne kadar net olarak görülüyordu.DSP Genel Başkanı Masum Türker Perinçek'i hava alanında uğurlarken "bu mühim davaya T.C.'nin Başbakanı da katılmalıdır" diyordu. Davayı Deniz Baykal ve Egemen Bağış yan yana izliyorlardı. Sözde sosyalist İşçi Partisi, sözde sosyal demokrat CHP ve DSP ve İslamcı AKP soykırım inkarcılığı konusunda nasıl da birleşiyorlardı.

İşin ilginç yanı Türkiye sosyalist solunun bu tartışmaya hiç müdahil olmamasıdır. Bu konuda bilgisiz oldukları için ilgisiz duruyorlar, ya da zımmen de  olsa Doğu Perinçek'i destekledikleri anlamını çıkarabiliriz.

2014'ün 24 Nisanında Ermenilere taziye dilekleri ileten Türkiye Başbakanı, 2015 yılında Çanakkale zaferini 24 Nisan'a çekerek Ermeni Soykırımının 100. yılında güya dünyayı ters köşeye yatıracağını sanıyor. 2014 yılında Çerkeslerin Soykırım toprakları olan Soçi Kış olimpiyatlarına giderek Putin'e destek veren Erdoğan soykırımcı kardeşliğinin en güzel örneğini vermiştir.

Geçmişiyle yüzleşemeyen ülkelerin insanlığın demokrasi liginde yeri yoktur ve olamaz.

Ne Türkiye'nin, ne de Rusya'nın…



2457 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ETHEM’İN, GÖNEN BALCI KÖYÜ’NDEN ARAP MAHMUT’A MEKTUBU. - 19/08/2024
Çerkes Diaspora tarihinde Balıkesir’in Gönen ve Manyas Çerkeslerine uygulanmış asimilasyon, inkar ve imha politikaları anlaşılmadan Türkiye Çerkesleri’nin neden bu kadar yoğun bir biçimde yok olduklarını anlamak mümkün değildir.
SÜRGÜNDEKİ ETHEM’İN HATIRATI DOLAYISIYLA TÜRK ORDUSUNA YAZDIĞI BİLDİRİ - 27/07/2024
Bizlere kitaplarda Kurtuluş Savaşı, ya da İstiklal Harbi diye öğretilen şey aslında bir iç savaştır. Bu savaşta Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar, verilen iç savaşın yanında bir ayrıntıdan ibarettir.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR-3 - 01/07/2024
Çerkeslerin “Met Çunatuko İzzet” (Bilgin İzzet) dediği Yusuf İzzet Paşa, rafları kitap dolu bir odada Ethem beyi kabul etti. Solgun, halsiz görünüyordu. Heyecanlıydı, kalkarak Ethem beyi karşıladı, —“Memleketi bir felaketten daha kurtardın" dedi.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR – 2 - 14/06/2024
Ticaret basımevini satın alarak kurduğu Yeni Dünya gazetesini başyazarlıkla birlikte Arif Oruç beyin buyruğuna vermişti. Yeni Dünya, sırtını Ethem beyin askeri gücüne, ününe dayayarak komünizmi savunuyordu.
ETHEM’İN BOLŞEVİKLİĞİNE DAİR NOTLAR - 03/06/2024
Ethem Bey’in iyi bir eğitimi olmadığı için onu eleştirenler, onun üstün meziyetlerinin farkında değildirler.
KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi