"O mahiler ki,
derya içredir,
deryayı bilmezler"

Çerkes Halkının durumu, divan şairi Hayali'nin beyitinde belirttiği gibi, suda yaşayıp suyu bilmeyen balıklara ne kadar da benziyor.

Yaşadığı soykırım travmasını atlatıp, narkozlu halinden kurtulup, doğru konumlanmayı becerememiş bir halk Çerkesler.

Çerkes davasının siyasi bir mesele olduğunu kavrayamamış bir halk Çerkesler.

Çerkes davasının siyasi bir örgütlenme ile sonuca ulaştırılacağını kavrayamamış bir halk Çerkesler.

Onun için Çerkes meselesine dair yazan, çizen, konuşan kişi ve kurumların yazdıkları ve konuştukları da bir incir çekirdeğini doldurmamaktadır. Konuşan ve yazanların dernek başkanı, profesör, sanatçı, doktor ya da mühendis olmaları hiçbir şeyi değiştirmiyor.

Bu durumu size bir örnekleme ile anlatmak istiyorum.

***

İshak Akbay; Çerkes Toplumu içinden çıkmış, kendi kendini inşa etmiş, Çerkes duruşu birçok sanatçıya örnek oluşturacak müstesna bir kişidir. Onun sunmadığı ve şarkı söylemediği gecelerimiz Çerkes ruhu taşımaktan çok uzakta geçer. Onun herkesle barışık hali, toplumun çok büyük bir kesiminde karşılık bulur.

Ama Sevgili İshak, bu toplumda herkesle barışık olmak da büyük bir suçtur. Bundan beş yıl önce 12 Mart 2011 tarihinde, ÇHİ'nin düzenlediği mitingde sen sunuculuk yapmıştın. Ne müthiş bir gündü değil mi? Hep güçlünün ve devletin yanında durmuş olan Çerkesler, devletin karşısına geçip hak talep ediyordu. Anadil eğitimi ve yedi gün yirmi dört saat yayın yapacak Çerkes televizyonu istiyordu devletten. Sen de o zaman Nalçık'ta televizyon eğitimi görüyordun Kaffed bursuyla. Sonra 17 Nisan 2011 İstanbul mitingini sunacak olursan, bursunu kesip seni anavatandan attırırız diye tehdit etmişlerdi seni Sevgili İshak. Ne yazık ki anadil eğitimi ve Çerkesçe Televizyon isteyen bir mitinge katıldın diye seni tehdit edenler Çerkes kurumları idi. Ya da biz onları öyle biliyorduk o güne kadar. Bu kurumların Çerkes kurumları oldukları, kendilerini temize çıkarmadıkları sürece tartışmalı bir konudur. Ama onların bunu yapmaya hiç de niyetleri yok görünüyor.

Sevgili İshak, geçen hafta bütün kurumlara çağrı yaparak bu 21 Mayıs’ta gelin birlik olun diyerek iyi bir şey yaptın. Ama maalesef yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki bu 21 Mayıs’ta da Çerkes kurumları bir arada olmayacak.

Kaffed "14 Mayıs’ta Kefken'de, 21 Mayıs’ta da anavatandayız" diyerek çağrısını yaptı. Çerkes Fed, ÇDP, ÇHİ, Çerkesya Yurtseverleri, Kafkas Vakfı ve bağımsız birçok Çerkes Kurumu da, 21 Mayısta İstanbul Rus Konsolosluğu önüne Çağıracak Çerkes Halkını ve Çerkes Dostlarını.

Kaffed her yıl kedi yavrusu gibi gezdirdiği 21 Mayıs’ı küçülte küçülte gözlerden ırak yerlere taşıyarak bitirmeye çalışmaktadır. Çünkü Rusya, diasporada gelişen‘soykırımın hesabını sormaya yönelik “nefret dalgasından” son derece rahatsız. Etkileyip tesiri altına aldığı alanlarda ve kurumlarda soykırım kelimesini kullandırtmıyor.

Onun için en büyük kurum olduğunu söyleyen Kaffed, 21 Mayıs anmalarında soykırım kelimesini telaffuz edemiyor. Zoraki bir biçimde sürgün diyor,ama yakında onuda terk etmek zorunda kalacak gibi.

14 Mayıs tarihinin Çerkesler için bir anlamı var mıdır diye merak edip çok araştırdım. Ama ne google'da, ne de ansiklopedilerde 14 Mayısla Çerkesler arasında bir bağ kuramadım. Herhalde14 Mayıs’ta havalar çok güzelleşti şöyle bir piknik yapalım diye toplanacaklar Kefken'de.

21 Mayısta’da anavatana turistik bir gezi düzenleniyormuş. Çünkü anavatanda soykırım kelimesini kullanmak yasaklanmış durumda. "Kafkas savaşlarında ölenleri anma günü" etkinliği düzenleniyor resmi kurumlar tarafından.

Şimdi bana gene kötü kalpli, yapılan mühim(!) şeyleri karalıyor diyecekler ama ben yine de sormadan edemiyorum. Kafkas savaşlarında ölenler diyerek neyi kastediyor bu Rusya? Herhalde Çerkesler birbirini öldürüyordu, Rusya geldi onları ayırdı. Siz burada kalırsanız rahat durmayıp birbirinizi öldüreceksiniz, en iyisi ben sizi Osmanlıya gödereyim diyerek, bizi gemilere doldurup Türkiye’ye gönderdi. Anavatanda Rusların Çerkeslere yaptığı büyük ağabeyliğin kutlaması yapılıyor 21 Mayıs’ta.

En büyük kurumumuz olan Kaffed,üyeleri 21 mayısta Türkiye'de kalırlarsa, maazallah "soykırım" gibi kötü kelimeleri duyup öğrenip, Rusya'dan nefret etmesinler diye bu turistik geziyi düzenliyor. Çok üzgünüm arkadaşlar ama ben Kaffed’in 21 Mayıs etkinliğini böyle anlıyorum. Aksini ispat edip beni aydınlatacak birisi olursa da çok memnun olacağımı belirtiyorum.

Çerkes-fed, ÇDP, ÇHİ, Kafkas Vakfı, Çerkesya Yurtseverleri ve bağımsız birçok Çerkes kurumu 21 Mayıs’ta, Çerkes Soykırımını Anma etkinliğini İstanbul Rusya Konsolosluğu önünde gerçekleştirecek. Gerçeği dile getirip, adalet arayacak.

Sevgili İshak Kardeşim, çağrının doğru ve içinin dolu olmasını istiyorsan sorumlu bir sanatçı olarak, doğru yere çağrı yapmalısın.

 Gözlerinden öpüyor, seni sanatçı olarak çok daha önemli yerlerde görmek istediğimizi bilmeni istiyorum.