• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam398
Toplam Ziyaret988659
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
CHP, Çerkes Çalıştayı mı?, Göçmen Çalıştayı mı?, Vs.
14/04/2018

5 Mayıs 2018 Tarihinde CHP'nin bir Çerkes Çalıştayı gerçekleştireceği haberini okuyunca, hem sevindim hem de şaşırdım. Şaşırma nedenim, CHP'nin kuruluşundan bu yana  uygulamaya soktuğu farklı etnisitelere karşı imha, inkar ve asimilasyon politikalarını unutup bu noktaya gelmiş olmasıdır. Hayatın değişim gücünün ırkçı ve ulusalcı bir parti olan CHP'yi bu noktaya getirmiş olmasıdır. Bu satırları sağ bir anlayışla CHP'ye çakmak için değil, sol bir anlayışla tarihimizle yüzleşerek çoğulcu bir demokrasi anlayışına ulaşabilmemiz için yazıyorum. Geçmişle hesaplaşıp yüzleşmeden ve özür dilenmeden, ne CHP'nin, ne de AKP'nin uzatacağı balık yemini yutmayacağımızı belirtmek istiyorum.

"Anadoluyu hıristiyanlardan arındırıp, Türk olmayan müslüman unsurları Türkleştirme politikası"nı hayata geçiren İttihat-Terakki Partisi’nin B takımı tarafından kurulmuş olan CHP aynı politikaları kararlılıkla sürdürmüştür.

Kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi olan CHP'nin ilk icraatlarından biri de Çerkeslere yönelmek olmuştur. 1923 yılının Haziranında  Gönen-Manyas Çerkeslerini tıpkı Ermeniler gibi sürgüne gönderen CHP, İstanbul’da faaliyet gösteren Çerkes Numune Mektebini kapatarak yöneticilerini tutuklamıştı. Çerkes Kurumları kapatılıp, Çerkesce konuşanlara para cezalarının kesildiği zaman da CHP iktidarı dönemine tekabül ediyor. Çerkes Ethem’in hain olduğunun tarih kitaplarına yazılıp, tüm Çerkeslerin hainleştirildiği dönem kimin iktidarıydı acaba?

Ermeniler 1915'te bitirilmişti. Rumlar’sa Lozan Antlaşmasına ilave edilen mübadele maddesiyle büyük ölçüde halledildi. Kalanları ise 6-7 eylül 1955 yağma olaylarından sonra ülkeyi terk etmişti. Son Rum kalıntıları da 1974 Kıbrıs harekatı ile temizlenerek, Anadolu o güzel insanların kültüründen mahrum bırakıldı.

1934 yılında Trakya Yahudilerine karşı devletin gözetiminde saldırı başlatılmış, Edirne, Çanakkale, Kırklareli ve Tekirdağ'da yaşayan Yahudiler mallarını mülklerini terk edip canlarını İstanbul'a zor atmışlardı. Yine 1942’de çıkarılmış olan ağır varlık vergilerini ödeyemeyen Yahudiler, Erzurum Aşkale'ye taş kırmaya gönderilmiş, yaşlı ve hasta olanlar ölmüş, sağ kalıp kurtulanların bir çoğu Türkiye'yi terk etmişti.

1924 yılında Şeyh Sait ile başlayan irili ufaklı 25 Kürt kalkışması olmuştur. Kürt Halkının taleplerini dile getiren bu isyanlar hep kanlı bir biçimde bastırılmıştır. 1937 Dersim isyanının bastırılışı tam bir soykırım örneğidir. 1978 yılında PKK'nın başlattığı Kürt isyanı ise Kırk yıldan bu yana bastıralamadan devam ediyor.

Türkiye'deki etnik temizliğin mimarı, imha, inkar ve asimilasyon politikalarının yaratıcısı ve uygulayıcısı CHP, şimdi hiçbir şey olmamış gibi "Çerkes Çalıştayı" düzenliyormuş. Bunu yapmadan önce CHP'nin Çerkeslerden ve tüm Türkiye Halklarından özür dilemesi gerekmez miydi?

***

Algı ve olgu birbirinin zıttı iki kavramdır. Algı olmayanı farklı göstermek için yapılan operasyondur. Olgu ise gerçek olandır. Türkiye'deki Çerkes  örgütlenmeleri içerisinde en büyük, en köklü örgütlenme diye, Kaffed için bir algı operasyonu yürütülüyor. Olgu ise, Türkiye’de bizim tespit edebildiğimiz 160 Çerkes ve Kuzey Kafkasyalı örgütlenmenin varlığıdır. Kaffed ise 53 derneği kırk yıllık bir uğraştan sonra bünyesinde toplayabilmiştir. Kaffed dışında diğer federasyonlara bağlı ve bağımsız 107 dernek daha mevcuttur ve asıl büyük kitle ve örgütlenme oradadır.

CHP ise Çalıştay konusunda sadece Kaffed'i partner seçerek, siyaset bilmezliğini yine ortaya koymuştur. Şu ana kadar başka bir Çerkes kurumuna davet gittiğinin teyidini görüştüğüm kurum yöneticilerinden alamadım. Siyaset sadece kendine oy vereceklerle oynanacak bir oyun değildir. Siyasetteki asıl maharet, kendine oy vermeyecek mütedeyyin, sol kesimler ve farklı etnik topluluklara yönelik özel politikalar geliştirerek onların oyunu alabilme sanatıdır. CHP'nin Kürt Bölgelerinde ve Çerkes Köylerinde aldığı oy miktarı içler acısı bir durumdadır. Dolayısıyla CHP'nin zaten kendisine oy veren Kaffed'in seküler kesimleri dışındaki diğer 107 dernekte örgütlenmiş kesimleri de yapmaya çalıştığı bu çalıştaya dahil etme çabası içerisinde olması gerekirdi. Ancak böyle bir faaliyetin olmadığını görüyoruz.

CHP de, Kaffed de olayların peşinden sürüklenmekte pek mahirdirler. Türkiye'nin AB sürecini ciddiye aldığı ikibinli yıllarda, gerek Avrupa'nın gerekse içeride verilen mücadeleler sonucu, Türkiye’de farklı etnisitelerin varlığı kabul edilmiş, Devlet destekli Kürtçe yayın yapan televizyon kurulmuş, Kürt, Alevi, Roman Çalıştayları yapılmıştı. Ancak CHP yapılan bu çalışmaları bölücü bulmuş ve karşı çıkmıştı. Kaffed ise bu süreci sadece izlemekle yetinmiş ve Çerkeslerin üstünün çizilmesine rıza göstermişti.

Demokratikleşmenin tüm kesimleri kapsaması gerektiğine inanan bir gurup Çerkes ÇHİ (Çerkes Hakları İnsiyatifi)’yi oluşturarak meydanlara çıkmış, Türkiye'de Çerkeslerin de yaşadığını haykırarak taleplerini dile getirmişlerdi. Kaffed ve diğer Çerkes kurumları da dile getirilen talepleri tehlikeli ve bölücü bulmuştu. Tıpkı CHP gibi.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kürtlere, Alevilere ve Romanlara yapıp, Çerkeslerden esirgediği "Çerkes Çalıştayı-Lejen Xase" ÇHİ tarafından bundan tam altı yıl önce 2012 yılının şubat ayında Kocaeli Derbent'te geçekleştirildi. Çalıştay, "Diaspora, asimilasyon ve azınlık" temalarını bilim insanlarına paneller şeklinde tartıştırıp sonuçlar çıkardı. Yazarlar, gazeteciler ve Çerkes Halkının kanaat önderlerinin de katkı sunduğu son derece bilimsel bir sonuç bildirgesi yayınlandı.

Çalıştay öncesinde o dönemde parlamentoda temsil edilen CHP, AKP, MHP ve BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) çalıştaya davet edildi. Çalıştaya CHP ve MHP katılmadı. BDP'den Sırrı Süreyya Önder, AKP'dende şimdi ismini hatırlayamadığım Kocaeli milletvekili bir hanım katılarak birer konuşma yaptılar.

CHP'nin Çerkes Çalıştayına katılmama nedenini ve Çalıştay sonuç bildirgesine gösterdiği tepkiyi anlatarak yazıyı bağlayacağım. O dönemde bütün partiler gibi CHP'den de randevu alarak grup başkanvekili Emine Ülker Tarhan'la görüşmüştük. Kendisi de bir Girit Göçmeni olan Emine Ülker Tarhan sunumumuzdan çok etkilenmiş ve mutlaka Çerkes Çalıştayı’na katılacaklarının sözünü vermişti. Eski arkadaşım olan Engin Özkoç da çalıştaya katılacak heyetin içerisinde olacaktı. İlan edilen katılımcılar listesine Engin Özkoç'un ve CHP'nin katılmayacağı şeklinde sosyal medyada itirazlar geliyordu. Çalıştay sabahı telefonda konuştuğum Engin Özkoç "CHP'nin de aynı gün kurultayı olduğu için gelemiyeceklerini ama başka etkinliklerde birlikte olacağız" diyerek telefonunu kapattı.

Bu görüşmeden sonra Engin Özkoç'la görüşme taleplerimiz sonuçsuz kalmış telefonlarımıza çıkmaz olmuştu.

Yine bir Ankara ziyaretimizde, mecliste karşılaştığımız Engin Özkoç'a çok ağır konuşmuş, geçmişteki dostluğumuzu hatırlatarak çok ayıp ettiğini belirtmiştim. Bunun üzerine Engin Özkoç "Hem ben, hem de Emine Ülker Tarhan, Kaffed tarafından en az yirmi kez çalıştaya katılmama konusunda arandık. Emine Hanım “nasıl bir işin içine düştük Engin, bir taraf gelin diyor,bir taraf gitmeyin diyor. Biz en iyisi gitmeyelim” dedi ve çalıştayınıza katılamadık, özür dilerim." dedi. Böylece CHP'nin Çerkes Çalıştayına katılmayış nedeninin Kaffed olduğunu öğrenmiş olduk.

Çalıştay’dan sonra "Çerkes Çalıştayı Sonuç Bildirgesi"ni tüm partilerle birlikte CHP'ye de götürdük. O dönemde CHP'nin diğer Başkanvekili Muharrem İnce ile olan görüşmemizde

"Çerkesce öğreneceksiniz de ne olacak, İngilizce öğrenin, matematik öğrenin. Ben de Arnavut'um. Ne olmuş siz Çerkesseniz" demiş ve tersler bir tutum takınmıştı.

Kurulduğu günden bu yana, 95 yıllık tarihinde, Çerkeslere karşı olumsuz bir tavır geliştirmiş olan CHP'nin "Çerkes Çalıştayı" yapabilecek duruma gelmiş olmasını önemli ve değerli buluyorum. Ancak bu çalıştayın katılımcılarının Çerkes Halkının tüm temsilcilerini kapsaması gerektiğini düşünüyorum.

-------------------

Not : Çalıştayla ilgili bilgi alabilmek için, yazıyı yazarken Sakarya Milletvekili Engin Özkoç'u bir kaç kez arayıp ulaşmaya çalıştım. Yazı tamamlandıktan sonra bana dönüş yapan Engin Özkoç da meseleden iki gün önce haberi olduğunu, 5 Mayıs tarihini boş bırakmasını, toplantıyı organize eden Kırklareli Milletvekili Faik Öztrak'ın bildirdiğini söyledi. Toplantının göçmenler konusunda olduğunu ve Çerkeslerin de bu kapsamda toplantıya dahil edildiğini bildirdi.



2829 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
SİYASİ KİMLİĞİ, ÇERKESLİĞİNİN ÖNÜNDE OLANLAR. - 23/03/2024
Tarih, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bizleri yargılayacak. Çerkes kimliğinin görünür kılınması ve Çerkes kimlik bilincinin yükselmesi adına, İshak Akbay’a oy vermek tarihsel bir sorumluluktur.
ARTIK ÇERKESLER DE DAMGALARINI VURMAYA BAŞLADI - 05/12/2023
Ankara’dan Saim Tuc, İstanbul’dan Mustafa Bakıcı ve Londra’dan Muhittin İzzet Kandur’u sonsuzluğa uğurladık. Her biri “nev-i şahsına münhasır” dedikleri gibi çok değerli kişiliklerdi. Asla yerleri doldurulamayacak kimselerdir.
YENİ AÇILIMLAR YAPMAK GEREKİYOR - 07/10/2023
Biz de hem repertuarımızı genişletmek, hem de Çerkesce daha geniş kitlelere ulaşmak için, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Pop ve protest müziği parçalarını Çerkesce’ye çevirip Maksıme‘de icra edeceğiz.
ETHEM MESELESİNE ÇERKESLER NASIL BAKMALIDIR? - 12/09/2023
Türk Tarih tezinin temel taşı olan Nutuk’ta Ethem Bey’le ilgili bu ifadeler durduğu sürece Ethem Beyin hainliğinin ortadan kalkması mümkün değildir.
“RUSYA’NIN DOSTLARI DÜŞMANIMIZ, DÜŞMANLARI DOSTUMUZDUR” - 23/07/2023
Kim ki Rusya’nın dostudur, bilin ki Çerkes Halkının düşmanıdır. Bunun Çerkes, Türk, Abhaz, Oset, Çeçen olması fark etmez.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi