• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam381
Toplam Ziyaret988642
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Türkiye Önem Kazanırken
10/06/2012

Çerkeslerin giderek siyasallaşması ve siyasi aktivitelerin içine girmeleri, siyasi örgütlenmeler yaratmaya başlamaları, zannedilenden çok daha fazla kişi üzerinde tedirginlik yaratmaya başladı.

En büyük tedirginliği ise Rusya yaşıyor.

Türkiye Kürt Meselesi gibi daha büyük bir sorunla uğraştığı için ilgisiz gibi görünüyor ancak bilgi toplayabilme ve izleme konusunda müthiş bir ilgi içinde Türkiye Devleti de.
Çerkeslerin bu hareketlenmesini ilk algılayan ve harekete geçen Gürcistan Devleti olmuştur.

Rusya’nın oluşturduğu BDT  (Bağımsız Devletler Topluluğu)’ndan ayrılan Gürcistan gerçek anlamda uluslaşmasını tamamlamaya çalışmaktadır. Diğer BDT ülkelerinde Rusça en etkin dil iken, Gürcistan’da Rusça gençlerin bilmediği, yaşlılarınsa artık konuşmadığı bir dil haline gelmiş.
Gürcistan’ın Çerkes Soykırımını tanıması ve Çerkes Soykırımı Anıtını açması, Çerkeslerin tarihinde bir dönüm noktasıdır.

Ancak Gürcistanın, bu eylemi Çerkeslerin kara kaşı, kara gözü için yapmadığını da bilmek zorundayız. Gürcistan böyle bir girişimi başlatarak Kuzey sınırlarında tampon bir bölge oluşturmanın ve Kafkasyanın merkezi olmanın hesabını yapmaktadır.
Ancak Çerkesler de hesap yapmayı öğrenmişlerdir artık. Rusyanın ve Rusya borazanı olmuş kişi ve kurumların
yapmaya çalıştığı manüplasyonları ve engellemeleri ellerinin tersiyle iterek, Gürcistanın Anaklia Kentinde yapılan Çerkes Soykırım Anıtının açılışına kitlesel anlamda katılmışlardır.

***
21 Mayıslar artık Rusya için bir karabasan olmaya başlamıştır. 21 Mayıslarda Rusya temsilciliklerinin önüne gitmeme konusunda ısrar edenler, artık hızla itibar ve taban kaybetmektedirler. 21 Mayıslar Rusya için artık “Türkiye’nin 24 Nisanı” olmuştur.
Dünyanın sayılı ekonomik ve siyasi güçleri arasında yer alan Rusya, Çerkesler Haklarını arama konusunda siyasi
çıkışlar yaptı diye geri adım atacak devlet değildir. Mücadele uzun soluklu olmak zorundadır. Diyasporalarımızda da, Anavatanımızda da haklarımızı sonuna kadar istemek ve almak zorundayız.
Rusya anavatana yerleşmiş olan dönüşçülerden herzaman rahatsız olmuştur. Ancak bir kısmını safına çekmiş, bir
kısmını da apolitik hale getirmiştir.

Üç yıl önce ortaya çıkan "Çerkesya Yurtseverleri" bu manüplasyonu kırma ve aşma konusunda önemli görevler üstlenebilirler diye umutlanmıştık. Ancak gelişmeler gösteriyor ki, Rusya "Çerkesya Yurtseverleri"ni ya teslim alacak, ya da sınırdışı edecektir. Kısa vadede üçüncü bir yol görünmüyor.
Bu durumda Diyasporalarımıza, özellikle Türkiye Diyasporasına önemli görevler düşüyor.

***
Rusya hızla üniterleşmeye ve despotizme doğru giderken, Türkiye’de tek parti döneminden kalma alışkanlıklar
terk edilerek, çok kültürlülüğe anlayışla bakılabilen bir iklime doğru gidilmektedir. Oluşan bu iklime katkıda bulunmak ve oluşmakta  olan Demokratik bir Türkiye’nin inşaasında görev almak zorundayız. Demokratikleşmesine katkıda bulunduğumuz Türkiye’yi, Çerkeslerin mücadelesinin merkezi haline getirebiliriz.
Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engel, etnik meselelerine yapılan şoven yaklaşımlardır. Türkiye’nin etnik meselelerini çözecek bilgi ve tecrübe birikimi oluşamamıştır.
ÇHİ’nin 25-26 Şubat tarihlerinde düzenlediği Çerkes Çalıştayı’nda buna açık olarak tanık olduk. "Diyaspora, azınlık ve asimilasyon" kavramları üzerinden Çerkes Sorununu akademisyenlere ve entellektüellere tartıştırmak istedik. Ancak 170  üniversitenin bulunduğu Türkiye’de bu kavramlar üzerine bilimsel makale yazmış bilim insanı bulmakta zorlandık. Gördük ki Türkiye’nin bilim üreten kurumları Türkiye’nin en temel meselesinin çözümüne ilişkin kavramsal bir çalışma dahi yapmamış, ya da yapamamış.
Temel sorunlar konusunda bile üniversitelerinin hiçbir hazırlığının olmadığı bir ülkedir Türkiye.

Ne siyasi partilerinin, ne entellektüellerinin, ne istihbarat kuruluşlarını, ne dışişlerinin, ne emniyet teşkilatının, ne ordunun, ne sivil toplum kuruluşlarının, ne de halkının en temel meselesi konusunda bir hazırlığının olmadığı bir ülkede yaşıyoruz.
Türkiye’nin yaşamakta olduğu demokratik dönüşüm sürecine aktif olarak katılarak haklarımızı kazanabiliriz. Ancak haklarımızın kazanılması, kullanılabilmesi ve Türkiye’nin Çerkes Meselesinde taraf haline getirilebilmesi Çerkeslerin siyasi örgütlülüğüyle mümkündür.
Bu aşamada Türkiye’nin Çerkes Meselesinde taraf haline getirilmesi hayati bir önem taşımaktadır.
Tüm siyasi yapılanmalarımızın belirli bir koordinasyon içerisinde, enerjilerini Türkiye’nin Çerkes Meselesinde taraf haline getirilmesine yoğunlaştırmaları gerektiğine inanıyoruz.

Bu çabayı Çerkeslerin siyasi çatı örgütlenmesinin ilk adımı olarak başlatabiliriz.



4008 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
SİYASİ KİMLİĞİ, ÇERKESLİĞİNİN ÖNÜNDE OLANLAR. - 23/03/2024
Tarih, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bizleri yargılayacak. Çerkes kimliğinin görünür kılınması ve Çerkes kimlik bilincinin yükselmesi adına, İshak Akbay’a oy vermek tarihsel bir sorumluluktur.
ARTIK ÇERKESLER DE DAMGALARINI VURMAYA BAŞLADI - 05/12/2023
Ankara’dan Saim Tuc, İstanbul’dan Mustafa Bakıcı ve Londra’dan Muhittin İzzet Kandur’u sonsuzluğa uğurladık. Her biri “nev-i şahsına münhasır” dedikleri gibi çok değerli kişiliklerdi. Asla yerleri doldurulamayacak kimselerdir.
YENİ AÇILIMLAR YAPMAK GEREKİYOR - 07/10/2023
Biz de hem repertuarımızı genişletmek, hem de Çerkesce daha geniş kitlelere ulaşmak için, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Pop ve protest müziği parçalarını Çerkesce’ye çevirip Maksıme‘de icra edeceğiz.
ETHEM MESELESİNE ÇERKESLER NASIL BAKMALIDIR? - 12/09/2023
Türk Tarih tezinin temel taşı olan Nutuk’ta Ethem Bey’le ilgili bu ifadeler durduğu sürece Ethem Beyin hainliğinin ortadan kalkması mümkün değildir.
“RUSYA’NIN DOSTLARI DÜŞMANIMIZ, DÜŞMANLARI DOSTUMUZDUR” - 23/07/2023
Kim ki Rusya’nın dostudur, bilin ki Çerkes Halkının düşmanıdır. Bunun Çerkes, Türk, Abhaz, Oset, Çeçen olması fark etmez.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi