• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam295
Toplam Ziyaret884700
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar19.139819.2165
Euro20.830420.9138
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
RUSYA VE TÜRKİYE, ÇERKESLER ÜZERİNDEN KILIÇLARINI ÇEKTİ.
02/06/2021

21 Mayıs Çerkes dünyasının unutamayacağı ve unutturamayacağı bir gün olarak derin bir biçimde hafızalara kazınmaya devam ediyor. Çerkes aktivistlerin 15 yıla yaklaşan bir süredir ısrarla meydanlara çıkarak Çerkes Soykırımını görünür kılma çabaları bunda son derece etkili oldu. Verilen emekler, sarfedilen çabalar kesinlikle boşa gitmiyor, her geçen gün karşılık buluyor.

Bu yıl Türkiye’de siyasi parti, STK, sendika ve belediye başkanlarının 21 Mayıs için gösterdikleri duyarlılık en üst seviyeye ulaştı. Yapılan açıklamaları sayamayacak durumdayız. Duyarlılık gösteren herkese minnettarız.

18 Mayıs 2021 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Tatar ve Çerkes sürgün ve soykırımları ile ilgili sorulan soruya özetle, 18 Mayıs 1944 ve 21 Mayıs 1864 tarihlerinde Rusya tarafından vatanlarından sürülen Tatarların ve Çerkeslerin büyük acılar çektiklerini, vatanlarına hasret kaldıklarını,  ve hayatını kaybedenlerin hatırası önünde eğildiğini” belirtmiştir.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsu Maria Zakharova 21 Mayıs 2021 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, kendisine Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün yaptığı Tatar ve Çerkes sürgün ve soykırımları ile ilgili değerlendirmesi sorulması üzerine şunları söyledi:

“Bu tür açıklamaları siyasallaştırılmış ve çatışmacı bir söylem olarak görüyoruz. Ankara’nın tarihi olayların yorumunu yakıcı amaçlarla kullanması, kendi siyasi hırslarına alet etmek için kullanma girişimleri üzüntü vericidir bu durum her yıl devam etmektedir. 19 ve 20. yüzyılların zorlu olaylarıyla ilgili spekülatif ifadelerin ne akademik tarih yazımı ile ne de Kırım Cumhuriyeti ve Kuzey Kafkasya’daki durumla ilgisi yoktur.

Etnik, dilsel ve dini meselelerde çözümsüz sorunları olan Türkiye’nin etnik azınlıkların haklarının savunucusu durumuna soyunması şüphelidir. Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin etnik kökenlerini gizlemek zorunda kalmaları ve genellikle  anadillerinin yasaklanması çok uzak olmayan bir geçmişte yaşandı.

Ancak Sergey Viktoroviç Lavrov’un dediği gibi bizler kibar insanlarız ve elbette Türkiye’nin kendi sorunlarını elbette kendi yükümlülüklerine dayanarak çözmesi gerektiğine inanıyoruz, ancak bu söylem devam ederse, Türkiye’deki benzer sorunlara dikkat çekmemiz gerekecek. Bunu yapmak istemedik. Umarım Türkiye Dışişleri Bakanlığı bizi dikkate alır.

Türk Politikacıların, etnik faktörü, öncelikle etnik gurupların çıkarlarına zarar veren jeopolitik oyunun bir aracı olarak kullanmaktan vazgeçmeleri zamanının geldiğine inanıyoruz. Ankara ile ortaklaşa çaba harcayarak etkileşim kurabileceğimiz bir çok alan var.”

Evet, Nasreddin Hocanın dediği gibi her iki tarafa dönerek sen de haklısın, sen de haklısın diyeceğiz. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Rusya’yı soykırımcı ve sürgüncü olarak suçlarken, Rusya Dışişleri Bakanlığı da sen de Çerkeslere Kültürel soykırım yaptın diyerek Türkiye’yi suçlamıştır. Rusya, eğer bu meseleleri kaşırsan benim elimde Türkiye ile ilgili açacağım çok dosya var diyerek Türkiye’ye “akıllı ol” mesajı vermiştir. Bu restleşme sonucu gerçeklerin altının çizilmiş olmasını bir kazanç olarak görmemiz gerekiyor.

***

22.5.2021 tarihinde YÖK Başkanı Prof. Yekta Saraç Tweeter heabından yaptığı açıklamada “Yeni YÖK olarak, soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçları araştırmak üzere, ”Uluslararası Soykırım ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçları Araştırma Enstitüsü“ adıyla bir üniversitemizin bünyesinde enstitü kurulmasına yönelik bir çalışma başlattık” diyerek, Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına bir destek mesajı göndermiştir adeta.

Öyle görünüyor ki Türkiye ve Rusya her geçen kötüleşen ilişkileri ve her alandaki karşılaşmalarını ve kapışmalarını etnik meseleler üzerinden de sürdürecekler. Rusya, Kürt ve Ermeni meselesinde Türkiye’nin aleyhinde olabilecek her türlü denklemin içinde yer alırken, Türkiye dut yemiş bülbül gibi susuyordu. Bakalım Türkiye Çerkes ve Tatar meselesinde kuyruğu dik mi tutacak, yoksa en küçük bir ekonomik taviz karşılığında sinecek mi? Hep birlikte göreceğiz.

***

Bize gelince, Çerkes Soykırımı için kim bir adım atarsa onunla çalışırız. Gürcistan’ın Çerkes soykırımını tanıdığında nasıl birlikte hareket etmişsek, Türkiye’nin kuracağı Soykırım Araştırma Enstitüsü’nün yanında ve içinde oluruz.

YÖK’ün enstitüyü hangi üniversitede kuracağını açıklamasından sonra, bu enstitüye ilk başvuruyu yapmak üzere sırada beklediğimizi belirtmek istiyorum.



928 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

MEHMET ASLANTUĞ’DAN ÇERKESLER’E VEKİL OLUR MU? - 31/03/2023
Hayır, Aslantuğ’un Çerkeslerin talepleri ile ilgili bir problemi olsaydı yaşadığı şehir olan İstanbul’daki Çerkes kurumlarından birinin olsun kapısını çalardı bugüne kadar.
NUTUK ÜZERİNDEN TARİH OKUMASI, ETHEM VE NAZIM - 24/01/2023
Dünya’nın hiçbir ülkesinde bir askerin yazdığı savaş anıları, o ülke tarihinin temelini oluşturmaz. Neredeyse bütün tarihçiler Mustafa Kemal’in Nutuk’undan yola çıkarak Çerkes Ethem’i hain ilan etme yarışına girerler.
TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ YÜZYILI SONA ERERKEN ÇERKESLER - 24/12/2022
Çerkeslerin savunması gereken çizginin, Demokrasi ve İnsan Hakları savunucuları ile bir arada hak mücadelesi vermeyi öğrenmek gerektiğine inanıyoruz.
AYNI GÜN İKİ MANYAS’LI ÇERKES VEFAT ETTİ - 22/11/2022
Çerkes Halkı kendisine zerre kadar yararı olmamış Çerkes Ünlüler yerine, milletine hizmet etmiş gerçek emekçi kahramanlarıyla övünmeyi de bir gün öğrenecektir elbet.
DÇB VE RUSYA’NIN PAYANDALARI ÖZÜR DİLEYECEK Mİ? - 22/06/2022
Gelin en kısa zamanda Çerkes Halkından özür dileyin. Bu güne kadar yapmış olduğunuz iyi şeyleri de heba etmiş olmayın.
21 MAYIS’TAN KALAN DEĞERLİ MİRAS… - 25/05/2022
Çerkes Soykırımı ve sürgününün 158. yılı Çerkeslerin hem ideolojik, hem de fiili birlikteliği konusunda önemli adımların atıldığı tarihi bir yıl olarak anılmayı hak edecektir.
ETHEM MESELESİNDE M. KEMAL Mİ YOKSA İNÖNÜ MÜ SUÇLUDUR? - 07/05/2022
İşte bu haksızlığı gidermek istiyorsak, iftira, yalan ve başkalarının emeğinin üzerine çökme anlayışına göre inşa edilmiş Kemalist Tarih anlayışını ideolojik olarak mahkum edebilmenin koşullarını oluşturmalıyız.
BİZ, SİZİ ÇOK İYİ TANIYORUZ - 22/04/2022
Onlar Çerkeslerin hak arama mitinglerine de karşı çıkmışlardı, Onlar Çerkesce Televizyon istenmesine de karşı çıkmışlardı, Onlar 21 Mayıslarda muhatabın karşısına çıkanlara da karşı çıkmışlardı,
ÇERKES SOYKIRIMI VE SÜRGÜNÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VAKFI - 21/02/2022
Çerkes Soykırım Enstitüsü’nü inşa edip, Çerkes Soykırımı, sürgünü tarihi konularını araştıracak doktora, yüksek lisans ve doçentlik bursları vererek bilim dünyasının meselemize ilgisini sağlamak ve kendi bilim insanlarımızı yetiştirmektir.
 Devamı
ÇOĞULCU TV
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi