• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam261
Toplam Ziyaret883407
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar19.070519.1469
Euro20.632220.7149
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Türkiye’ye ve Dünyaya Söyleyecek Sözümüz Var!
06/12/2013

Çerkes Halkı 150 yıldan bu yana oluşturduğu kültür dernekleri ile içe dönük olarak varlığını sürdürdü. "Ne kadar asil, ne kadar kahraman, xabzesinin ne kadar önemli" olduğunu anlattı durdu kendi kendine. Soykırım travmasını atlatamamış, asimilasyoncu baskılarla bunaltılmış bir halkın yapabileceği çok fazla da bir şey yoktu. İçe kapanıp yavaş yavaş ölümü beklemekti tercih edilen.

Kültür Dernekleri Çerkes Halkının öğretilmiş çaresizliğiydi. En kolay ve en basit örgütlenme biçimi olan derneklerle yetinip, onu kutsayan bir anlayış Çerkeslere hakim olmuştu.

Dernek yedi kişinin bir araya gelip, bir tüzük hazırlayarak dernekler masasına teslim etmesiyle kuruluyor. Onun için şu anda Türkiye’de 93.500 dernek faaliyet gösteriyor. Çerkeslerin oluşturduğu dernek sayısı Türkiye’deki dernek sayısının binde  birine tekabül ediyor. Üye sayısı olarak ise çok daha az bir orana tekabül ediyor Çerkesler.

Ve Çerkeslerin  derneklerinde, hemşehri dernekçiliğinden ileri bir çalışma ortaya konamamaktadır.

Oysa dünyada yaşanmış en ağır soykırımlardan birine tabi tutulmuş, vatanından sürülmüş, ulusal varlığı, dili, kültürü yok olma tehdidi altında olan bir halkın sorunlarının çözümü dernekler aracılığıyla yürütülebilir mi?

Tabiî ki yürütülemez.

Eğer Çerkes Halkının varlık mücadelesinde dernekçiliği bir başarı olarak görürsek, kafamızı devekuşu misali kuma gömmüş, yakıcı asimilasyon sorununu ve yok oluşumuzu görmezden gelmiş oluruz.

Çerkes Halkının soykırıma uğraması, vatanından sürülmesi, sürüldüğü coğrafyada alabildiğine birbirine uzak olarak yerleştirilmesi, asimile edilip yok edilmesi tamamen siyasi nedenlere dayanmaktadır.

Siyasi nedenlerin yarattığı sorunlar yine siyasetle çözülür. Siyaset ise siyasi araçlarla yapılır. Siyasi araç örgütlenmesinin kristalize olmuş şekli siyasi partidir. Siyasi partiler halkın taleplerini kamuoyuna, dünyaya ve siyasi kurumlara anlatırlar ve çözüm yolları üretirler.

***

Çerkes Halkı da ağır sorunlarının çözümü için, 2011 yılının başında ÇHİ ile başlattığı siyasallaşma sürecini bir üst boyuta taşımayı hedefliyor. Artık Çerkesler siyasi bir mesele olan Çerkes sorununu siyasi muhataplarına, siyasi partileri aracılığıyla taşıyacaklar.

ÇHİ’nin yürüttüğü demokratik mücadele sürecinde en büyük direnç, Çerkes Kurumları ve Çerkeslik üzerinden konum elde etmiş kişilerden gelmişti. Aynı direnç ve karalama Çerkeslerin partileşme sürecinde de devam ediyor.

Güvenli ve sıcak dernek salonlarının dışına çıkıp, yaşadığımız ülkeye ve dünyaya söyleyecek sözümüzün olması

gerekiyor. Yıllar yılı kendi kendine çalıp söylemiş bir halk için bu hiç de kolay bir şey değil.

Ama Amerika’yı yeniden keşfetmek de gerekmiyor. Kurulu bir siyasi yapı içerisinde çalışmakla, yeni baştan siyaset inşa etmenin arasında dağlar kadar fark olduğunu biliyoruz.

Siyasetin ortak dilini oluşturmanın, ortak hedefini belirlemenin ve kaynaklarını yaratmanın ne kadar zor ve zahmetli olduğunu biliyoruz.

Ama haksızlığa uğrayanların mücadele ettiklerinde mutlaka başaracaklarını da biliyoruz.

Çerkes Halkı uğradığı büyük haksızlığın (soykırım ve asimilasyonun) hesabını sormak için yola çıkarken, tüm haksızlığa uğramış etnik kesimlerin de (Lazların, Pomakların, Gürcülerin, Boşnakların, Arnavutların, Ermenilerin, Yahudilerin, Türkmenlerin, Azerilerin, Süryanilerin) sesi olacaktır.

Demokratikleşme sürecinden dışlanan ve görmezden gelinen tüm kesimler kendilerini ÇDH-Çoğulcu Demokrasi Hareketi içerisinde  ifade edeceklerdir.

Partileşme sürecini hedefleyerek yola çıkan ÇDH  -Çoğulcu Demokrasi Hareketi- tüm haksızlığa uğramış etnik topluluklar için adalet arayacaktır.

Daha adil, daha renkli, daha çoğulcu ve azınlıkların bileşenlerinin çoğunluğu oluşturduğu bir dünya yaratmak için ilerlemeye devam edeceğiz.



3078 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

NUTUK ÜZERİNDEN TARİH OKUMASI, ETHEM VE NAZIM - 24/01/2023
Dünya’nın hiçbir ülkesinde bir askerin yazdığı savaş anıları, o ülke tarihinin temelini oluşturmaz. Neredeyse bütün tarihçiler Mustafa Kemal’in Nutuk’undan yola çıkarak Çerkes Ethem’i hain ilan etme yarışına girerler.
TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ YÜZYILI SONA ERERKEN ÇERKESLER - 24/12/2022
Çerkeslerin savunması gereken çizginin, Demokrasi ve İnsan Hakları savunucuları ile bir arada hak mücadelesi vermeyi öğrenmek gerektiğine inanıyoruz.
AYNI GÜN İKİ MANYAS’LI ÇERKES VEFAT ETTİ - 22/11/2022
Çerkes Halkı kendisine zerre kadar yararı olmamış Çerkes Ünlüler yerine, milletine hizmet etmiş gerçek emekçi kahramanlarıyla övünmeyi de bir gün öğrenecektir elbet.
DÇB VE RUSYA’NIN PAYANDALARI ÖZÜR DİLEYECEK Mİ? - 22/06/2022
Gelin en kısa zamanda Çerkes Halkından özür dileyin. Bu güne kadar yapmış olduğunuz iyi şeyleri de heba etmiş olmayın.
21 MAYIS’TAN KALAN DEĞERLİ MİRAS… - 25/05/2022
Çerkes Soykırımı ve sürgününün 158. yılı Çerkeslerin hem ideolojik, hem de fiili birlikteliği konusunda önemli adımların atıldığı tarihi bir yıl olarak anılmayı hak edecektir.
ETHEM MESELESİNDE M. KEMAL Mİ YOKSA İNÖNÜ MÜ SUÇLUDUR? - 07/05/2022
İşte bu haksızlığı gidermek istiyorsak, iftira, yalan ve başkalarının emeğinin üzerine çökme anlayışına göre inşa edilmiş Kemalist Tarih anlayışını ideolojik olarak mahkum edebilmenin koşullarını oluşturmalıyız.
BİZ, SİZİ ÇOK İYİ TANIYORUZ - 22/04/2022
Onlar Çerkeslerin hak arama mitinglerine de karşı çıkmışlardı, Onlar Çerkesce Televizyon istenmesine de karşı çıkmışlardı, Onlar 21 Mayıslarda muhatabın karşısına çıkanlara da karşı çıkmışlardı,
ÇERKES SOYKIRIMI VE SÜRGÜNÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VAKFI - 21/02/2022
Çerkes Soykırım Enstitüsü’nü inşa edip, Çerkes Soykırımı, sürgünü tarihi konularını araştıracak doktora, yüksek lisans ve doçentlik bursları vererek bilim dünyasının meselemize ilgisini sağlamak ve kendi bilim insanlarımızı yetiştirmektir.
HALKIMIZIN OZANIYIZ AYNI ZAMANDA - 13/02/2022
Maksıme Kültür Merkezi‘nin ve Maksıme satışlarının gelirleri, oluşturmayı planladığımız “Çerkes Soykırımı ve Sürgününü Araştırma Enstitüsü Vakfı”na bağışlanacaktır.
 Devamı
ÇOĞULCU TV
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi