• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam229
Toplam Ziyaret988490
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
İNÖNÜ, MUSTAFA KEMAL’İN ÜSTÜNÜ ÇİZMEK İSTEMİŞTİ
28/02/2021

Sevgili Okuyucular,

Yakup Kadri Karaosmanoğlu Milli Mücadele devam ederken 1921 yılında Ankara’ya gazeteci olarak davet edilir. Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’nün çok yakınında bulunur. Türkiye Cumhuriyeti edebiyatında önemli bir yere sahip olan Karaosmanoğlu, Mustafa Kemal’e gönülden bağlıdır. CHP’den milletvekilliği ve çeşitli başkentlerde büyükelçilik görevi yapan Karaosmanoğlu’nun “Politikada 45 Yıl” isimli anılarından bir bölüm okuyalım:

“Şahsımla ilgili bu parantezi kapadıktan sonra, tekrar İsmet Paşa’nın Milli Şef devrindeki diğer bazı olaylardan bahsedeceğim.

Bunların en başında posta pullarından, kağıt paralardan Atatürk resimlerinin çıkartılıp, yerlerine İnönü resimlerinin konması geliyordu ve bu olay İsmet Paşa aleyhindeki polemiklere geniş bir yol açıyordu. Lakin, halk vicdanında derin tepkiler uyandıran başka bir mesele vardı ki o da  Atatürk’ün yıllar ve yıllarca Etnoğrafya Müzesi’nin eşyaları arasında bırakılışı ve şanına layık bir Anıtkabir inşası işinin her baştan savma işler gibi, bir komisyona havale edilip uyutulmasıydı. Bu komisyonda bulunan Falih Rıfkı Atay -kendisinin bana anlattığına göre- Atatürk’ün Çankaya‘da gömülmek istediğini ve bu dileğini adeta bir vasiyet şeklinde tekrar ettiğini hatırlatır; buna karşı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Gedeleç de, “İnönü’ye, demek ki bir türbedarlık vazifesi verilecek” diye söylenip dururmuş.

Nihayet, dönüp dolaşılmış, Cumhurbaşkanlığı genel sekreterinin ısrarlı teklifi üzerine bugünkü Anıt-Kabrin yeri kabul edilmiş ve ortada dolaşan söylentilere bakılacak olursa, Kemal Gedeleç bu teklifi yaparken bir taşla iki kuş vurmuş, yani bir yandan İsmet Paşa’yı türbedar olmaktan kurtarmış, öbür yandan şimdi Anıt Kabrin bulunduğu semtteki  arsalarını değerlendirmek imkânını sağlamış imiş.

Pek tabidir ki, o sıralarda dışarda bulunduğum İçin bütün bu söylentilerin ne dereceye kadar doğru olduğunu bilemem. Yalnız memlekete dönüşümde, acı bir hayrete düşerek, bizzat müşahede ettiğim bir hadiseyi, Atatürk’ün hatırasına gösterilen ilgisizliği pek göze batan bir belge olarak burada açıklamakla yetinirim:

Atatürk’ün ölümünün birinci yıldönümü idi. Türk Ocağı binasının tiyatro salinde Halkevi gençleri bir anma töreni tertiplemişlerdi. Sali dolduran kalabalık içinde, dikkat etmiştim ki, ne hükümet, ne Halk Partisi erkanından orada hazır bulunanların sayısı göze çarpacak kadar azdı. Cumhurbaşkanı Locası ise bomboştu. Milletvekillerine ayrılmış localarda ise rahmetli Recep Peker’le Mahmut Esat Bozkurt gibi beş on devrimci siyaset adamından başkası görülmemekte idi ve sahnede konuşan üç dört genç arasında -yanık sesle okuduğu ağıtları gözlerimizden yaşlar getiren Behçet Kemal Çağlar’ı ayırırsak - en hararetli hatip kimdi bilir misiniz? Necip Fazıl Kısakürek!

İşte bu törenin sonunda, yanı başımızdaki binanın daracık avlusunda yapayalnız yatan Atatürk’ü -sanırım alınmış bazı tedbirler, ya da yerin darlığı yüzünden- ancak onbeş yirmi kişilik bir grup halinde ziyaret edebilmiştik.“ (Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Politikada 45 Yıl, s. 141, 142, 143)

Öyle anlaşılıyor ki Mustafa Kemal, İnönü’nün görmezden gelme politikalarıyla ve ona yakın olan kadroların tasfiyesiyle, ölümünün birinci yıldönümünde unutturulmuş.

Bir sandığın içine konulan naaşı herkesten saklanarak onbeş yıl bekletilmiş. Ona yapılacak anıt mezar yeri üzerinden arsa spekülasyonu yapılmış ve ancak ölümünden dört yıl sonra bir anıt mezar yarışması açılabilmiş. Açılan yarışmayı Emin Onat ve Orhan Arda’nın tasarımı olan bugünkü yapıt kazanmış. 1938’den 1950’ye kadar milli şef olarak iktidarda kalan İnönü 12 yıl Mustafa Kemal’i Etnoğrafya Müzesi’nin eşyaları arasında saklamış.

1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti, üç yıl içerisinde anıt mezarı tamamlayarak 1953 yılında büyük bir törenle Atatürk’ü bugünkü yerine taşıdı. Atatürk’ü koruma kanunu çıkartılarak, İnönü tarafından unutturulmak istenen Atatürk Kültü, Demokrat Parti döneminde yeniden inşa edilmiş oldu.



1104 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
SİYASİ KİMLİĞİ, ÇERKESLİĞİNİN ÖNÜNDE OLANLAR. - 23/03/2024
Tarih, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bizleri yargılayacak. Çerkes kimliğinin görünür kılınması ve Çerkes kimlik bilincinin yükselmesi adına, İshak Akbay’a oy vermek tarihsel bir sorumluluktur.
ARTIK ÇERKESLER DE DAMGALARINI VURMAYA BAŞLADI - 05/12/2023
Ankara’dan Saim Tuc, İstanbul’dan Mustafa Bakıcı ve Londra’dan Muhittin İzzet Kandur’u sonsuzluğa uğurladık. Her biri “nev-i şahsına münhasır” dedikleri gibi çok değerli kişiliklerdi. Asla yerleri doldurulamayacak kimselerdir.
YENİ AÇILIMLAR YAPMAK GEREKİYOR - 07/10/2023
Biz de hem repertuarımızı genişletmek, hem de Çerkesce daha geniş kitlelere ulaşmak için, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Pop ve protest müziği parçalarını Çerkesce’ye çevirip Maksıme‘de icra edeceğiz.
ETHEM MESELESİNE ÇERKESLER NASIL BAKMALIDIR? - 12/09/2023
Türk Tarih tezinin temel taşı olan Nutuk’ta Ethem Bey’le ilgili bu ifadeler durduğu sürece Ethem Beyin hainliğinin ortadan kalkması mümkün değildir.
“RUSYA’NIN DOSTLARI DÜŞMANIMIZ, DÜŞMANLARI DOSTUMUZDUR” - 23/07/2023
Kim ki Rusya’nın dostudur, bilin ki Çerkes Halkının düşmanıdır. Bunun Çerkes, Türk, Abhaz, Oset, Çeçen olması fark etmez.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi