Geçen hafta Çerkes dünyasında iki önemli toplantı oldu. Bu toplantılardan birincisi Nalçık’ta yapılan DÇB kongresi; diğeri de İstanbul’da yapılan “Diaspora Çerkesleri: Sorunlar ve Çözümler” isimli sempozyum idi.

Doğrusunu isterseniz yıllardan beri DÇB’den ve onun en büyük bileşeni Kaffed’den umudumu kestiğim için ilgi alanıma girmiyordu. ”Tabak sevdiği deriyi yerden yere vururmuş” atasözüne uygun olarak ben de kurumlarımızı çok sevdiğim için acımasızca eleştirdim. Eleştirilerim acaba bir yol gösterme anlamında faydalı olur mu diye yapılmıştı. Yoksa Kaffed’in ya da DÇB’nin içinde olan hiç kimse ile kişisel bir problemim yok. O kurumlarla ilgili olarak yıllardır yazı kaleme almamıştım. Ama artık farz oldu.
Yıllardan sonra “DÇB genel kuruluna iki adayla gidilecek” denilince, içimden “Hadi ordan” dedim kendi kendime. Haklı çıkacacağımı biliyordum. Ama maalesef haklı çıktım.

Çünkü 2000 yılından bu yana, Rus İstihbarat örgütü FSB tarafından ele geçirilen ve Çerkeslerin taleplerini bastırmak, maniple etmek ve kontrol etmekle görevli “BİR RUS DEVLET KURULUŞUDUR DÇB.”

Bütün şaşkınlığım Çerkes Davasında samimi zannettiğim bir çok kişinin DÇB’den bir medet ummasıdır.

Neyse bu yıl, Hağajey Beslan diye birini, Kaffed’in DÇB Başkanlığına aday göstereceğini duyduk. Oysa Hağejey Beslan DÇB delegesi değildi. Neticede Hağejey Beslan kongre günü ortalıkta yoktu. Gelenek bozulmadı ve Rus derin devletinin ve Putin’in adamı Hauti tek aday olarak girdiği kongreyi büyük bir zaferle(!) kazandı.

Velevki bir yanlışlık olupta kongreyi Hağejey Beslan kazansaydı yapabileceği birinci seçenek Rus İstihbarat örgütünün emrine girmek olacaktı. Birinci seçeneği kabul etmeseydi, diğer Çerkes aktivistlerin başına gelen ya öldürülme ya da hapse girme ikinci seçeneği olacaktı.
Rusya’da Putin’e karşı göstermelik olsa bile rakipler çıkabilirken, Kafkasya otokratları karşılarına göstermelik rakipler bile çıkmasına tahammül edemiyorlar. Çünkü yarın bu göstermelik adaylardan cesaret alan bazı gerçek adaylar çıkar diye ödleri patlıyor.

Sırf yaşadığımız son DÇB kongresi bile artık Çerkeslerin, Rusya sınırları içerisinde bir örgütlenme yaratmalarının mümkün olmadığını gösteriyor.

***

25 Eylül 2021 tarihinde İstanbul Üsküdar Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi’nde toplanan “Diaspora Çerkesleri: Sorunlar ve Çözümler” isimli sempozyumu Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti ile Kanada Anavatan’a dönüş Derneği düzenledi. Söyleyecek sözü olan bütün kurum temsilcileri davet edildi. Çok samimi ve iyi niyetli öneriler yapıldı. Ancak en dikkat çeken ve en çok tartışılan konu ise artık yeni bir Çerkes örgütlenmesine ihtiyaç olduğuydu.

Netleşmemekle birlikte, isminin “DÜNYA ÇERKES KONGRESİ” olması hususunda bir anlayış birliğinin olduğu söylenebilir.

Çerkeslerin meselesinin siyasi olduğunu kabulünden yola çıkan öneri sahipleri,”Dünya Çerkes Kongresi”nin sürgündeki bir hükümet gibi siyasi çalışma yapması gerektiğini ileri sürdüler.

Bu konuda hazırlık yapmak üzere bir çalışma gurubu oluşturuldu. Gurup çalışmasını olgunlaştırdıktan sonra meselenin hayata geçirilmesi için bir arama konferansı düzenleyecek.

Eğer hayata geçirilebilirse, Çerkes meselesinin kültürel bir mesele değil, siyasi bir mesele olduğu konusunda ciddi bir mesafe kat edilecek.