• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam218
Toplam Ziyaret988479
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Dördüncü Yılında ÇHİ Değerlendirilmesi
10/02/2015

3 Şubat 2011 tarihinde Bahariye Caddesi Kafkas Pasajı’nda bir kitapçı dükkanında bir grup Çerkes, uzun tartışmalardan sonra başlatılan hareketin isminin "Çerkes Hakları İnisiyatifi", kısaca ÇHİ olmasını kararlaştırdı. Bu kararın üzerinden 4 yıl geçti.

Başlatılan bu hareketin kurucu unsurlarından biri, yürütme kurulu üyesi ve sözcüsü olarak yaşadığımız süreci halkımızla paylaşmak istedim. Bu yazımda yapılabilenleri, yapılamayanları, eksik kalanları samimiyetle ortaya koyup, kendimizi de eleştirerek geleceğe ilişkin hayal ve projelerimizi anlatmaya çalışacağım. 

İnşallah başarabilirim.

***

Yaşadığımız süreç, çok boyutlu, karmaşık, olağanüstü bir enerji ve cesaret gerektiriyordu. Başlattığımız mücadele süreci, halkımıza ve kurumlarımıza dair bize inanılmaz derecede çok şey öğretti.

Çerkes meselesi çok boyutluydu. Rusya'yı, Türkiye'yi, Suriye'yi, Ürdün'ü, İsrail'i, Amerika'yı ilgilendiriyordu.

Olağanüstü bir enerji gerektiriyordu.

Çünkü, tarihi boyunca ulusal bir politika geliştirip ortak hareket edebilmeyi başaramamış Çerkes halkı için siyaset yapabilmek en zor olanıydı.

Kendinden vazgeçmiş, herhangi bir hakkı olduğunun farkında bile olmayan bir halkı hak arama talebiyle meydanlara çağırmak cesaret gerektiriyordu.

2002 yılında iktidara gelmiş olan İttihat Terakki Partisinin İslamcı versiyonu olan AKP, devrilme, kapatılma tehlikelerini Avrupa Birliği ipine sarılarak, milli görüş gömleğini çıkartarak savuşturdu. 2007'de tekrar iktidara gelen AKP, Avrupa Birliğinin azınlık hakları ve kültür çeşitliliğinin korunması kunusundaki şartlarını ısrarla dikte etmesi, Kürt hareketinin silahlı mücadelesi ve toplumsal muhalefetin bastırılmasıyla demokratik açılım sürecini başlatmak zorunda kaldı.

2009'da TRT ŞEŞ'i açarak demokratik açılım sürecini başlatan T.C. Kürtler, Aleviler ve Romanlar için çalıştaylar düzenlemeye başladı. Kürtler silahlı mücadele verdikleri için, Aleviler hakları için AİHM'e gittikleri için, Romanlar da kriminal vakalarından dolayı, Avrupa Birliğinin tavsiyesiyle programa alındı.

Başlayan bu süreç, tüm Türkiye halkları gibi Çerkesleri de heyecanlandırdı. O dönemde ortaya çıkan DİÇEG'in, yeterli özveriden uzak tavırları DİÇEG'i kısa sürede sönümlendirdi. Bu dönemde devlet tarafından Çerkeslerin muhatap alınıp, Çerkes Çalıştayı’nın ne zaman yapılacağı merakla beklenmeye başlandı. Ancak ne devlet cephesinde, ne de Çerkes kurumlarında Çerkeslerin sürece dahil edilmesi konusunda en ufak bir hareket yoktu.

2010 yılının Nisan ayında yazmaya başladığım cherkessia.net sitesinde "Çerkeslerin Ulusal Politikası ve Örgütlenme üzerine" isimli 9 bölümlük yazı dizisinde harekete geçmemiz gerektiğini belirtmiş ve yazdıklarımı hayata geçirmek için harekete geçeceğimi deklare etmiştim.

Bir toplanma mekanı olarak düşündüğümüz Bahariye Caddesi Kafkas pasajındaki kitap evini oluşturmamızla arayışlarımızı başlattık. Gördük ki Türkiye'de başlayan demokratik açılım sürecine Çerkeslerin dahil edilmemesini yanlış bulan çok geniş bir çevre vardı. Yapılan istişareler sonucunda derhal harekete geçilmesi kararına varıldı.

3 Şubat 2011 tarihinde, "Çerkes Hakları İnisiyatifi" ismiyle çıkılması kararına varılarak yürütme kurulu oluşturuldu. O dönemdeki Çerkes meselesinin aktörü durumundaki tüm kişi ve kuruluşlarla tek tek görüşüldü, destek istendi.

O dönemdeki kurumlarımızın, Çerkeslerin haklarının talep edilmesine karşı çıkışı tarihteki yerini aldı.

Bizimde içinde yer aldığımız kurumlarımızın, nasıl Rusya'nın manipülasyonu altında olduğunu farketmemize vesile oldu içinde yaşadığımız süreç. "O mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler" sözünde olduğu gibiydik. “Deryanın” dışına itildiğimizde, deryanın suyunun nereden bulandırıldığını daha net bir biçimde gördük.

Çerkesleri demokratik açılım sürecine dahil etmek üzere yola çıkan ÇHİ, kendini "Toplumsal Politik" bir hareket olarak konumlandırarak, Çerkesleri ilgilendiren her konuya müdahil olma ve bağımsız Çerkes kurumlarını oluşturma kararına vardı.

4 yıllık tarihinde ÇHİ'nin gerçekleştirilmesine ve kurulmasına öncülük ettiği eylem ve kurumları kronolojik bir biçimde kısaca tekrarlayarak hatırlattıktan sonra eleştirimizi de yapacağız.

     1. Mitingler ve Protestolar:

3 Şubat 2011 tarihinde yürütme kurulunu oluşturan ÇHİ, bir dizi miting gerçekleştirerek, Çerkeslerin de talepleri var diyerek, Çerkes meselesini "görünür" hale getirdi. Çerkeslerin üzerine atılmış ölü toprağını parçalayıp attı. Çerkes kimliğinin oluşturulmasına en önemli katkıyı sunan mitingler Çerkeslerin tarihinde de bir ilkti. Bu mitingler sırasıyla:
-12 Mart 2011 Ankara Mitingi
-17 Nisan 2011 İstanbul Kadıköy Mitingi
-Temmuz2011 Eskişehir Mitingi (yasaklandı)
-29 Nisan 2012 Kayseri Mitingi
-12 Mayıs 2013 Bitlis Ahlat Mitingi
Ayrıca 2011 yılında gerçekleştirilen Ankara Mitinginden sonra Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı'nın yazdığı bir yazı üzerine 5 kez protesto edilerek Çerkes Halkının tepki verebilen bir toplum olduğu gösterilmiştir.

 

2- Özgür Çerkes Websitesi:
Çerkesleri siyasallaştırarak, Çerkes halkını var etme ve özgürleştirme hedefine yönelik bir yolculuk başlatan ÇHİ'nin fikirlerini, eylemlerini ve projelerini anlatacağı bir platforma ihtiyaç vardı. Bunun için Özgür Çerkes websitesi oluşturuldu.
Özgür Çerkes, Çerkes toplumunun üzerinde en etkili olan yayın organıdır. Diasporalarda ve anavatanda dikkatle izlenmektedir. Özgür Çerkes'te yayınlanmış olan siyasi makaleler artık bir külliyat oluşturmuştur.
2015 yılında Özgür Çerkes'in Rusça versiyonu oluşturularak anavatandaki soydaşlarımıza ve Rus halkına da mesajlarımızın iletilmesi hedeflenmektedir.


3- Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti Derneği:
17 Nisan 2011 tarihinde gerçekleştirdiğimiz İstanbul Kadıköy mitinginde kadınlarımıza, hukukçularımıza, eğitimcilerimize, bilim insanlarımıza, gençlerimize çağrı yaparak bağımsız Çerkes örgütlenmelerini oluşturmalarını istemiştik. Bu çağrımıza yanıt veren Çerkes kadınları 2 Ocak 2012 tarihinde "Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti" Derneğini kurarak, tarihsel misyonları olan eğitime el attılar. Çerkes Kadınları Teavün Cemiyetinin anaokulu şu anda İstanbul'da eğitim faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.

4- Çerkes Çalıştayı:
Demokratik açılım süreci, devletin Kürt, Alevi, Roman çalıştaylarıyla başlatılmıştı. Yapılan açılımın demokratik olabilmesi için, Çerkeslerle birlikte tüm toplum kesimlerini de kapsaması gerektiği düşünülüyordu Çerkesler. Ancak öyle olmadı. Demokratik açılım sürecine ilk ciddi eleştiriyi getirerek mitingler gerçekleştiren ÇHİ,  devletin yapmadığı "Çerkes Çalıştayı - Lejenxase"yi yaptı.
Çalıştay öncesinde ve sonrasında, medya, bilim ve siyaset dünyası ile yürütülen çalışmalar sonucu, çalıştay mitinglerden daha fazla ses getirdi. Çalıştay sonuç bildirgesi, siyasi partilere, hükümet ve devlet yetkililerine iletildi.
Çalıştaydan sonra yayınlanan Avrupa Birliği sonuç bildirgesinde artık Çerkesler de yer almaya başladı. Sorunlarının çözümü için örgütlenebilen Çerkeslerin varlığı, Çerkes meselesinin ciddiyetle Türkiye ve dünya kamuoyunda yer almasına sebep oldu.

5- Anayasa Çalışmalarına Katılım:
ÇHİ'nin hazırladığı, Çerkeslerin taleplerini içeren "Çerçeve Öneri Listesi" tüm siyasi partilere ve T.B.M.M Başkanlığı’na verilmişti. 25.04.2012 tarihinde ÇHİ heyeti anayasa uzlaşma komisyonuna sunduğu "Anayasa için çerçeve önerisi"ni izah etti.

6- Soykırımın Uluslararası Tanınması Çalışmaları:
Gürcistan hükümetinin, Çerkes Soykırımını tanıyarak, parlementosundan geçirmesine tam destek verilmiştir. Çerkes soykırım anıtının jürisinde yer alınarak 21 Mayıs 2012'de Çerkes Soykırım Anıtının açılışına katılınmıştır.

Ayrıca; Ukrayna ve Polonya parlementolarına yapılan Çerkes Soykırımı tanınsın başvurularına imzacı olarak destek verilmiştir. Çerkes soykırımının tanınması konusunda her türlü uluslararası çalışma yürütülmeye devam edilecektir.

7- Seçmeli Ders Konusuna Müdahil Olma:
Türkiye'nin seçmeli ders konusunda başlattığı çalışmalara müdahil olunmuş ve milli eğitim bakanlığı talim terbiye başkanı ile görüşülerek, Çerkesçenin sorunları anlatılmıştır. Anavatandan getirtilen, Çerkesçe ders kitapları, milli eğitim bakanlığına teslim edilmiştir.

8- 21 Eylemleri:
Dünyadaki en ağır soykırımlardan birine uğramış bir halkın evlatlarının, senenin bir günü meydanlara çıkarak dertlerini anlatabilmesi mümkün değildi. Bunun için “Her ayın 21'inde saat 21.00'de, Rusya konsolosluğu önünde” söylemi ile başlattığımız eylemler, Çerkeslerin bugüne kadar gerçekleştirdiği en uzun soluklu eylemdir.
21 Eylemleri ile İstiklal caddesinde bulunduğumuz 1,5 saatlik sürede en az 50.000 kişiyle temas etmekteyiz. Başlatılan 21 eylemleri soykırım protestosu olması yanında, Çerkes meselesinin dünya kamu oyuyla paylaşılması anlamındaki en kapsamlı eylemlerden biridir.
Şubat'ın 21'inde gerçekleşecek olan eylemimiz 30. eylem olacaktır.

9- Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi (DÇDK):
Suriye savaşında mağdur olan soydaşlarımızın Suriye'yi terk etmek zorunda kalmaları üzerine yapılan toplantılarda DÇDK'nın kurulmasına karar verildi. 12.11.2011 tarihinde İstanbul Grand Cevahir Otel'de yapılan toplantı ile kardeş aile kampanyası başlatıldı.
Başlatılan kampanya ile 200 civarında Suriyeli soydaş aile, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde Çerkes köylerine yerleştirildi. Ancak elimizde soydaşlarımızı yerleştirecek ev kalmayınca, devletle temasa geçildi. AFAD ve Dışişleri Bakanlığı ile görüşülerek, Antep-Nizip'te oluşturulan Konteynır Kent'te soydaşlarımıza 200 Konteynırlık yer temin edildi. Beyrut üzerinden Antep'e direkt 4 uçak seferiyle soydaşlarımız başlarını sokacakları güvenli bir limana kavuşarak ölümden kurtarıldı.

10- Çerkes Dernekleri Federasyonu(ÇERKES-FED):
Kültürel örgütlenmeler olarak ortaya çıkmış Çerkes yapılanmaları, Rusya tarafından manipüle ediliyordu. ÇHİ'yi dışlama, yalnızlaştırma ve itibarsızlaştırma konusunda oldukça başarılı oldukları söylenebilirdi. Bunun üzerine siyasi bir yapılanma olan ÇHİ, kültür alanında kendi yapılanmalarını oluşturma kararını verdi.
17 Nisan 2013 tarihinde İstanbul Dernekler müdürlüğünden kuruluş mazbatası alınan Çerkes Dernekleri Federasyonu (Çerkes-Fed) kuruldu. Çerkes ismi ve mücadelesi, Rusya’nın manipüle ettiği kurumlara bırakılmadı.
Çerkes-Fed'in Avrupa yakasındaki güçlü derneği İstanbul Çerkes Derneği, Anadolu yakasında Maltepe Çerkes Derneği, en etkin Çerkes Kültür kurumları olarak faaliyetlerini gösteriyor.
Bağımsız Çerkes Dernekleri ve tüm Çerkes kurumları ile iyi ilişkiler yürüten Çerkes-Fed, Türkiye diasporasının kültür merkezi olma yönünde hızla ilerliyor.

11- Çoğulcu Demokrasi Partisi:
Başından beri siyasetin siyasi araçlarla yapılacağına inanan ÇHİ yürütme kurulu, uzun tartışmalardan sonra partileşme sürecini başlatma kararına vardı. Bu süreç, 2013 yılının Kasım ayında, topluma deklare edildi. Çeşitli illerde yapılan toplantılarda, toplumumuzun önemli bir kesiminin hiç de siyasete yabancı olmadığını görüldü. Neden olmasın fikri oluştu. Çerkeslikten rütbe almış olanlar ve kendini elit(!) zannedenler her zaman olduğu gibi, yürütülen partileşme çalışmasına da burun kıvırdılar.
Dokuz aylık partileşme süreci tartışmalarının yürütülmesinden sonra 15 Ağustos 2014 tarihinde iç işleri bakanlığına tüzüğü ve çalışma programını veren 38 kişinin imzaladığı kuruluş dilekçesi ile "Çoğulcu Demokrasi Partisi" tarihteki yerini aldı.
ÇDP Çerkeslerin tarihinde bir ilktir. Bundan sonra Çerkesler adına parti kurup, daha iyisini ya da daha kötüsünü yapacak olanlar artık 2. olacaklardır.
Bu seçimlerde Çerkesler ve temsil edilmeyen halklar adına bağımsız adaylarıyla bir bilek güreşine giren ÇDP, Çerkeslik bilinci olan Çerkeslerin sayımını yapacaktır adeta. ÇDP bir misyon partisidir ve tüm dünyadaki Çerkeslerin ve Çerkes meselesinin siyasi muhatabıdır.
***

 

Değerli okuyucularım, yapmış olduğum arşiv taramasında bu sıraladıklarımızın dışında daha yüzlerce çok önemli görüşme ve aktivite var. Bu yapılanların hepsini tek tek yazmak bir makalenin boyutunu aşar. Ama yapılan her çalışmanın, etkinliğin ve kurumun bir roman kadar yazılacak ayrıntısı var.

ÇHİ'nin etkinlikleri ve eylemleri, yazılı, görsel ve elektronik medyada binlerce haber mecrasında yayınlanmıştır. Bu dört yıllık süreçte ÇHİ kaynaklı Çerkes haberlerinin sayısı 150 yıllık Diaspora tarihinde çıkan haberlerden kat kat fazladır.

Proje ve eylem odaklı bir  hareket olan ÇHİ, hızlı büyüme ve çabuk genişleme stratejileri sebebiyle, adımlarını, yeni kadroların yetişmesi için gereken süreleri beklemeden atmıştır. Doğal olarak bu sebepten kaynaklanan bir kadro eksiği vardır. Ancak yaratılan kurumlar kadrolaşmanın olmazsa olmaz araçlarıdır ve çok gecikmiştir. Kısaca göç yolda düzülecektir.

ÇHİ etrafını saran yalnızlaştırma, etkisizleştirme ve itibarsızlaştırma operasyonlarını büyük bir ustalıkla boşa çıkararak halkın gönlünde saygın bir yer edinmiştir.

2015 yılında ÇHİ'nin oluşturmayı hedef olarak koyduğu en önemli kurum "Çerkes Soykırımını Araştırma Enstitüsü ve Müzesi" olacaktır. Bu konuda bilim çevreleri ve entellektüel çevreler ile finansal yapılanması üzerine çalışmalar yürütülmektedir.

İki değerli yürütme kurulu üyesi, Sayın Kenan Kaplan ve Sayın Mustafa Saadet'i Çoğulcu Demokrasi Partisi  yönetimine gönderen ÇHİ, yürütme kurulunu yeniden yapılandırmıştır.

ÇHİ, "Çerkes Ulusunun Yeniden İnşası Projesi”nin son halkası olan "Bağımsız Çerkesya" idealini gerçekleştirene kadar gece gündüz demeden çalışmalarına devam edecektir.



2231 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
SİYASİ KİMLİĞİ, ÇERKESLİĞİNİN ÖNÜNDE OLANLAR. - 23/03/2024
Tarih, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bizleri yargılayacak. Çerkes kimliğinin görünür kılınması ve Çerkes kimlik bilincinin yükselmesi adına, İshak Akbay’a oy vermek tarihsel bir sorumluluktur.
ARTIK ÇERKESLER DE DAMGALARINI VURMAYA BAŞLADI - 05/12/2023
Ankara’dan Saim Tuc, İstanbul’dan Mustafa Bakıcı ve Londra’dan Muhittin İzzet Kandur’u sonsuzluğa uğurladık. Her biri “nev-i şahsına münhasır” dedikleri gibi çok değerli kişiliklerdi. Asla yerleri doldurulamayacak kimselerdir.
YENİ AÇILIMLAR YAPMAK GEREKİYOR - 07/10/2023
Biz de hem repertuarımızı genişletmek, hem de Çerkesce daha geniş kitlelere ulaşmak için, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Pop ve protest müziği parçalarını Çerkesce’ye çevirip Maksıme‘de icra edeceğiz.
ETHEM MESELESİNE ÇERKESLER NASIL BAKMALIDIR? - 12/09/2023
Türk Tarih tezinin temel taşı olan Nutuk’ta Ethem Bey’le ilgili bu ifadeler durduğu sürece Ethem Beyin hainliğinin ortadan kalkması mümkün değildir.
“RUSYA’NIN DOSTLARI DÜŞMANIMIZ, DÜŞMANLARI DOSTUMUZDUR” - 23/07/2023
Kim ki Rusya’nın dostudur, bilin ki Çerkes Halkının düşmanıdır. Bunun Çerkes, Türk, Abhaz, Oset, Çeçen olması fark etmez.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi