• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam394
Toplam Ziyaret988655
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Gönüllü Köleler, Özgür Olmak İsteyenlerden Nefret Eder!
19/06/2016

Sevgili okuyucularım,

Bildiğiniz gibi yazılarımda kendimden bahsetmeyi pek sevmem. Mümükünse yazılarımın öznesi olmak istemem. Fazla öne çıkmayı da sevmem. Ama öne çıkacak birisi yoksa geride de kalmam. Olur olmaz yerlerde resim çektirmek, özelimi başkalarıyla paylaşmak gibi şeyleri yapmamaya özen gösteririm. Bunu davamızın önüne geçmeme adına yaparım. Dolayısıyla bu tavrım ilkesel bir nitelik de taşımaktadır.

Ancak gençliğimizde geleceğini hayal bile etmediğimiz yaşlara geldiğimizi farkediyorum şaşırarak. İstesek de istemesek de altmış bir yaşına ulaşmış bulunuyoruz maalesef. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ömrünün üçte ikisini, Çerkeslerin diaspora yaşamının beşte ikisini fiilen yaşamış bulunuyoruz. Göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş olan bu zaman diliminde hep merak eden, hep soru soran ve hep bir şeylere müdahale etmeye çalışan bir yaşamım olduğunu düşünüyorum geriye dönüp baktığımda. Bu tavrım başıma sık sık işler açmış olsa da yaptıklarımdan asla pişmanlık duymadım. Bütün pişmanlığım yaptıklarım için değil, yapamadıklarım içindir.

1970 yılında köyümüze rahmetli İzzet Aydemir'in yayınladığı "Kafkasya Kültürel Dergi" gelmeye başlamıştı. O dergiyi okuduğum günden beri Çerkes Meselesinin içindeyim. Ömrümün her döneminde Çerkes meselesinin bir yerinde olmaya çalıştım. Anlamaya çalışarak ve müdahil olarak Çerkes meselesinin içinde oluşumuz neredeyse yarım asra yaklaşmaya başladı.

Bu süreçte birçok olaya şahit oldum. Ancak bende ve Çerkes Halkında  en büyük kırılmayı yaratan olay, Türkiye'de Demokratik açılım süreci ile başlayan dönemle birlikte yaşamış olduğumuz iç mücadeledir. 2009 yılında Türkiye iç baskılar ve Avrupa Birliğinin dayatmaları sonucu Demokratik Açılım Sürecini başlatmak zorunda kaldı. Bu süreçte devlet 24 saat Kürtçe yayın yapan televizyon açtı. Kürt, Alevi, Roman Çalıştayları yapıldı. Yapılan bu çalışmalar Çerkes Halkı tarafından da ilgiyle izleniyordu. Sıranın ne zaman Çerkeslere geleceği ve Çerkes Televizyonunun ne zaman açılacağı merakla bekleniyordu. Ancak zaman geçtikçe ne devlette, ne de Çerkes STK'larında bir hareket görülmüyordu. Bunun üzerine devlet nezdinde yaptığımız yoklamalarda "Haklar talep edenlere verilir, Çerkeslerin bir talebi yok" cevabını aldık.

3 Şubat 2011 tarihinde ÇHİ (Çerkes Hakları İnsiyatifi)ni oluşturup, Çerkes meselesini "görünür kılmak" ve Çerkeslerin taleplerini dile getirmek amacıyla mitingler serisini başlattığımızda, yaşadıklarımızı gerçekten izah etmekte zorlandığım zamanlar oldu. "Çerkesce anadil eğitimi, Çerkes Televizyonunun açılması, Ethem Beyin hain sıfatının kaldırılması, Çerkes Köy isimlerinin iadesi" gibi taleplere ve mitinglere en büyük karşı çıkış Çerkes Kurumlarından gelmişti.

O zamanki Çerkes kurumları bu mitinglerin yapılmasını engellemek, bunu başaramayınca katılımı engellemek için ellerinden geleni ardlarına koymamışlardı. Bazıları talepler doğru olsa da düzenleyiciler yanlış diyerek karalama ve itibarsızlaştırma kampanyaları başlatmışlardı.

Önce bu yapılanlara çok üzülmüştüm. Ama üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğleyerek, biz de karşı saldırıya geçmiş, analarından emdikleri sütü burunlarından getirmiş ve onları ideolojik anlamda da mahkum etmiştik. Bu suçlamaları yapanların ve işbirlikçilerin toplum nezdinde asla eski itibarlarının olmayacağı "yeni bir Çerkes Dünyası" yarattığımızı düşünüyorum.

Ancak yine de Çerkes Kurumlarının, Çerkeslerin taleplerine karşı çıkışını anlamakta zorlanırken imdadıma Alman Devrimci Ulrike Meinhof yetişti. Yazımızın başlığı "Gönüllü köleler, özgür olmak isteyenlerden nefret ederler" sözü ona ait.

Kendisinden vazgeçip, gönüllü köleliği kabul etmiş olan Çerkes Halkı ve kurumları efendilerinin hoşuna gitmeyecek şeyleri yapanlardan nefret ediyordu. Bunun için varlığını görünür kılan, özgürlük talebini dile getirenlerden de nefret ediyorlardı. Ama özgürlükten yana tavır koyanların sayısının her geçen gün artarak devam etmesi umut ışığımızı büyütüyor.

Bu gönüllü köleler kendi özgürlük taleplerinden çoktan vazgeçtiler. Gönüllü köleler efendilerine yaranmak için, Türklerden fazla Kürt düşmanlığı yapar ve nefreti taşırlar. Ürdün’de Araplardan fazla Filistinli düşmanlığı yaparlar. Rusya’da Ruslardan fazla Tatar düşmanlığı yaparlar. İşte böylesine zavallı bir durumdadır bu zavallı gönüllü köleler.

Bu köleci anlayışın yok edilmesinin ilacı, özgürlük talebinin yükseltilmesi ve bağımsız Çerkes Siyasetinin büyütülmesidir.

Not:Yazımızda geçen kölelik kavramının Çerkeslerin geleneksel pşi-vuneut kavramları ile bir ilgisi yoktur.



4031 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
SİYASİ KİMLİĞİ, ÇERKESLİĞİNİN ÖNÜNDE OLANLAR. - 23/03/2024
Tarih, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bizleri yargılayacak. Çerkes kimliğinin görünür kılınması ve Çerkes kimlik bilincinin yükselmesi adına, İshak Akbay’a oy vermek tarihsel bir sorumluluktur.
ARTIK ÇERKESLER DE DAMGALARINI VURMAYA BAŞLADI - 05/12/2023
Ankara’dan Saim Tuc, İstanbul’dan Mustafa Bakıcı ve Londra’dan Muhittin İzzet Kandur’u sonsuzluğa uğurladık. Her biri “nev-i şahsına münhasır” dedikleri gibi çok değerli kişiliklerdi. Asla yerleri doldurulamayacak kimselerdir.
YENİ AÇILIMLAR YAPMAK GEREKİYOR - 07/10/2023
Biz de hem repertuarımızı genişletmek, hem de Çerkesce daha geniş kitlelere ulaşmak için, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Pop ve protest müziği parçalarını Çerkesce’ye çevirip Maksıme‘de icra edeceğiz.
ETHEM MESELESİNE ÇERKESLER NASIL BAKMALIDIR? - 12/09/2023
Türk Tarih tezinin temel taşı olan Nutuk’ta Ethem Bey’le ilgili bu ifadeler durduğu sürece Ethem Beyin hainliğinin ortadan kalkması mümkün değildir.
“RUSYA’NIN DOSTLARI DÜŞMANIMIZ, DÜŞMANLARI DOSTUMUZDUR” - 23/07/2023
Kim ki Rusya’nın dostudur, bilin ki Çerkes Halkının düşmanıdır. Bunun Çerkes, Türk, Abhaz, Oset, Çeçen olması fark etmez.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi