• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam359
Toplam Ziyaret988620
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
TÜRKLEŞMEK, ARAPLAŞMAK, RUSLAŞMAK ZORUNDA MIYIZ?
01/08/2020

Siyaseti olmayan halkların tarihsel bir başarı ortaya koyup, siyaset kurumunun en üst noktası devleti yaratabildikleri görülmemiştir. Siyaseti olan halklar devletlerini zaman zaman kaybetseler de yeniden ortaya bir irade koyup, yeni durumlarına uygun mücadele yöntemleri yaratarak organize olabilmektedirler.

Kadim bir dili ve kültürü olan Çerkeslerin Sind, Meot, Hatti, Memlük gibi tecrübeleri olsa da, modern devlet diyebileceğimiz anlamda bir organizasyonları ve tahayyülleri olamamıştır.

“Coğrafya Kaderdir” diyen İbn-i Haldun haklı olabilir ama kaderi değiştirecek iradeyi ortaya koyabilmek kişilerin ve milletlerin bazen elinde olabilmiştir.

Kuzeyinde Rusların, Güneyinde İran ve Osmanlı’nın yerleşik olduğu Kafkasya Coğrafyasında Çerkesler, Gürcistan’ın, Azerbeycan’ın, Ermenistan’ın başarabildiğini neden başaramadılar?

Çünkü birliği sağlayıp, devletleşmeyi yaratacak siyasi öngörüleri yoktu. Atalarımız ”siyasetin dünyayı okuma, anlama ve ona yön verme sanatı” olduğundan habersizdiler. 1861 Çerkesya Özgürlük Meclisi ise çok geç kalmış nafile bir çabaydı.

***

Bugün Çerkeslerin dünyadaki tek siyasi oluşumu olarak çok şükür ÇDP var. Ama ÇDP’nin tüm iyi niyetine rağmen, Çerkeslerin desteğini almaktan uzak olmasını nasıl izah edeceğiz?

Kayseri’de ya da Balıkesir’de festival, eğlence var denildiğinde oralara koşan onbinleri, demokratik taleplerimizi dile getireceğiz, devletten pozitif ayrımcılık talep ederek yok oluş girdabından kurtarmaya çalışacağız dediğimizde neden göremiyoruz?

Bunun bir çok nedeni var. Ama en önemli iki nedeninin altını çizeceğiz.

Birincisi dış etken. Yani içine girdiğin toplum seni olduğun gibi kabul etmiyor. Ona benzeyerek, onun gibi olmanı, onun gibi düşünmeni ve hareket etmeni sağlayarak seni tehlike olmaktan çıkardığı gibi, kullanabileceği bir güç haline getiriyor. Bunun adına asimilasyon diyorlar. Gönüllü olarak asimile olmayı kabul etmezsen devletin acımasız Demir yumruğu ile tanışarak hizaya getirilirsin. Bununla ilgili olarak devlet sürgün, imha, aşağılama, cezalandırma gibi araçları devreye sokarak aykırılık yapanları yola getirir.

İkincisi iç etkendir. Yani gönüllü asimilasyon. Dış baskılara karşı direnmeyip işbirliği yapanlara ödüller verilir. Askeri ve sivil bürokraside makamlar verilerek işbirlikçilik özendirilir.

Malesef Çerkesler bu konuda hep çok kullanışlı olmuşlardır. İttihat Terakki’nin dört kurucusundan biri olan Dr. Mehmet Reşit buna tipik bir örnektir. Askeri Tıbbiye’nin bahçesinde yemin ederek İttihat Terakkiyi’yi kuran ilk dört kişiden biriydi. Diğer yemin edenler İbrahim Temo Arnavut, İshak Sükuti ve Abdullah Cevdet de Kürt’tüler.

Askeri doktor ve paşa olma yolu önünde açık olan Mehmet Reşit hiç bir zaman Çerkes toplumunun sorunlarına ilgi duymadı. Osmanlıyı kurtararak Paşa olmasının başına bir kaza gelmesinin önüne geçme savaşını verdi. Ermeni katliamındaki rolü nedeniyle intihar etmek zorunda kaldı. Osmanlı Askeri bürokrasisi içerisinde Mehmet Reşit örnekleri çoktur.

Çerkes Teavün Cemiyeti’ni kuran ekip, Osmanlı Askeri Bürokrasisi içinden çıkmıştır. Ancak onların Osmanlı’ya bağlılığı daha sonra da Ankara’ya bağlılık göstermeleri ne onları, ne de Çerkesleri kurtarmamıştır.

Cumhuriyet’le başlayan Türk’ten başka unsurları yok kabul edip, yok etmeyi politika haline getiren anlayış, daha Cumhuriyeti ilan etmeden ilk darbesini Çerkeslere vurdu  ve Gönen-Manyas Çerkes sürgününü yürürlüğe koydu. Devamında tüm etnik topluluklara karşı her türlü inkar, imha ve asimilasyon politikalarını beraberinde getirdi.

Bu korku iklimi ister istemez kimlik inkarını ve gönüllü asimilasyonu beraberinde getirdi. Şimdi Çerkesler Türk’ten fazla Türkçü, Arap’tan fazla Arapçı ve Rus’tan fazla Rusçudurlar.

Oysa bizim kültürümüz Türklerin, Arapların ve Rusların kültüründen çok daha köklü bir kültür ve gelenektir. Onun için bırakın Türkleşmeyi, Araplaşmayı, Ruslaşmayı, gelin hep birlikte Çerkes kalmanın mücadelesini verelim.

Ama bunu yapabilmenin yolunun Çerkeslerin kendi ulusal politikalarını oluşturmaktan geçtiğine inanalım.

Ha Marje !

 

Herkese iyi Bayramlar

 



1887 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

KIZILORDU KOROSU’NA GEÇİT YOK! - 25/04/2024
Her şeye rağmen bu konserlerin yapılmasında ısrar edilirse, Kızılordu Korosu'nu her şekilde protesto edeceğimizi ve pişman edeceğimizi de bilin!
ETHEM, CELAL BAYAR’A YAZDIĞI MEKTUPTA KÜRTLER İÇİN ÖZERKLİK, ÇERKESLER İÇİN AZINLIK HAKKI İSTEDİ. - 20/04/2024
Ethem meselesi bir çelişkiler yumağıdır. Ondan bir hain çıkarmaya çalışan güruh, onlarca kitap yazmasına rağmen henüz bunu başaramamıştır. Ondan bir kahraman çıkarmaya çalışanların eli de T.C. yasaları ve saldırıları nedeniyle bağlıdır.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİNE BİR BELGE DAHA - 13/04/2024
Çok net şekilde Şark-i Karibcilerin bunak paşalar diye suçladığı Çerkes Teavün Cemiyeti’nin, istisnalar hariç, Çerkeslik için hiç bir gelecek tasavvurunun olmadığını görüyoruz.
ŞARK-I KARİB, ÇERKES TEAVÜN ÇEKİŞMESİ - 07/04/2024
Osmanlı döneminde Çerkesler iki önemli Cemiyet oluşturdular. Bunlardan birincisi 1908 yılında Çerkes Osmanlı paşaları tarafından kurulmuş olan “Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti”dir. İkincisi 1921'de“Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti"dir.
SİYASİ KİMLİĞİ, ÇERKESLİĞİNİN ÖNÜNDE OLANLAR. - 23/03/2024
Tarih, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla bizleri yargılayacak. Çerkes kimliğinin görünür kılınması ve Çerkes kimlik bilincinin yükselmesi adına, İshak Akbay’a oy vermek tarihsel bir sorumluluktur.
ARTIK ÇERKESLER DE DAMGALARINI VURMAYA BAŞLADI - 05/12/2023
Ankara’dan Saim Tuc, İstanbul’dan Mustafa Bakıcı ve Londra’dan Muhittin İzzet Kandur’u sonsuzluğa uğurladık. Her biri “nev-i şahsına münhasır” dedikleri gibi çok değerli kişiliklerdi. Asla yerleri doldurulamayacak kimselerdir.
YENİ AÇILIMLAR YAPMAK GEREKİYOR - 07/10/2023
Biz de hem repertuarımızı genişletmek, hem de Çerkesce daha geniş kitlelere ulaşmak için, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Pop ve protest müziği parçalarını Çerkesce’ye çevirip Maksıme‘de icra edeceğiz.
ETHEM MESELESİNE ÇERKESLER NASIL BAKMALIDIR? - 12/09/2023
Türk Tarih tezinin temel taşı olan Nutuk’ta Ethem Bey’le ilgili bu ifadeler durduğu sürece Ethem Beyin hainliğinin ortadan kalkması mümkün değildir.
“RUSYA’NIN DOSTLARI DÜŞMANIMIZ, DÜŞMANLARI DOSTUMUZDUR” - 23/07/2023
Kim ki Rusya’nın dostudur, bilin ki Çerkes Halkının düşmanıdır. Bunun Çerkes, Türk, Abhaz, Oset, Çeçen olması fark etmez.
 Devamı
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi