• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam175
Toplam Ziyaret884580
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar19.139819.2165
Euro20.830420.9138
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Barış, İnsan Aklının Yarattığı En Önemli Erdemdir
22/10/2011
Murat Özden 

"Ölümsüz birey yoktur, ama bireyler tarafından yaratılmış ölümsüz eserler
vardır. Barış sadece ölümsüz bir eser değil, insan aklının yarattığı en önemli,
erdemli iştir."

Yukarıdaki sözler 2007 yılında yitirdiğimiz Kürt yazar Mehmet Uzun'a ait.
İnsanı insan yapan en önemli özellik, düşünebilmesi ve erdemli işler
yapabilmesidir.
Ancak içinde yaşadığımız coğrafya insan onuruna, insanın düşünen bir varlık
olmasına ve insan erdemine yakışmayan işlerin döndüğü bir yerdir.
Türkiye ve Ortadoğu Coğrafyası hep kan, gözyaşı, yoksulluk, yolsuzluk, entrika, baskıların ve diktatörlüklerin yarıştığı bir dünya parçasıdır.
Neden Türkiye'de hiç sorunlar bitmez ?
Neden hep milli birlik ve beraberliğe hep en fazla ihtiyaç duyulur ?
Neden hep sorunlar ertelenir ?
Çünkü Türkiye Cumhuriyetini kuran anlayış yanlıştır ve sakattır.
Koskoca bir imparatorluğun bakiyesi olan bir devlet, imparatorluk geleneğinin
hoşgörü anlayışını terkederek ülkeyi tektipleştirmeye kalktı.
Bütün sorunların kaynağı budur.
İttihatçı  anlayış önce 1914-15'te  Ermenileri Anadolu Coğrafyası'ndan arındırdı.
Daha Cumhuriyet ilan edilmeden Lozan'da yapılan mübadele anlaşmasıyla Rumlar ve Hıristiyanlar Yunanistan'a gönderildi. 1milyon 250 bin Hristiyan Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı.
1923 Haziran'ında Marmara Bölgesi Çerkesleri'nin sürülmesi gündeme alındı ve hayata geçirildi. Çerkes Numune Mektebi ve Çerkes Teavün Cemiyeti kapatıldı. Yüzelliliklerin üçte ikisi Çerkesler tarafından dolduruldu. Çerkes Ethem'in şahsında bütün Çerkesler hain ilan edilerek itibarsız ve etkisiz hale getirildiler.
Aleviler her daim aşağılanan ve kendini gizlemek zorunda olan bir dini cemaat olarak varlıklarını sürdürdüler.
Dindar kesimler ve tarikatlar yeraltına inerek ve takiyye yaparak yaşadılar.
Kürtler ise Şeyh Sait, Ağrı, Dersim isyanı bilinenler, ama bilinmeyenleri ile 25 kez isyan etmişler Cumhuriyet tarihi boyunca.
30 yıldır devam eden PKK hareketi Türkiye Cumhuriyetinin bir türlü bastırmayı başaramadığı bir isyan olarak devam ediyor.
Gündemde sadece Kürt meselesi tartışılıyor. 7 gün 24 saat bütün televizyonlar gazeteler sadece Kürt sorununu pişiriyorlar. Türkiye'de yaşayan diğer etnik toplulukların sorunları ise ısrarla gözden kaçırılıyor. Ancak hiç kimse meselenin özünü tartışmıyor. Çünkü çözümü istemiyorlar. PKK yok edilirse
Kürt meselesi ve diğer etnik sorunları uykuya yatırabileceklerini sanıyorlar.
Devletin inkar, imha ve asimilasyon politikalarını hayata geçirmek için uyguladığı şiddet, karşı şiddeti doğurmuştur. Bunun adına terör diyorlar. Oysa terör dedikleri şey bir sonuçtur. Kimse bu ortamı yaratan nedenleri sorgulamıyor. Dolayısıyla  çözüme, barışa ve kardeşçe bir arada yaşamaya doğru yol alamıyoruz.
Türkiyenin kendi içindeki yangını söndürmeden, Filistin'le, Mısır'la, Libya'yla, İsrail'le, Suriye'yle, İran'la, Somali'yle uğraşması beyhude çabalardır.
Bu ateş sarmalından çıkmanın yolu müzakeredir.

Konuşmaktır.
Görüşmektir.
Anlaşmaktır.
Başka bir yolu da bulanabilmiş değil bu güne kadar.
ÇHİ olarak Eskişehir mitingi için müracaat ettiğimizde Silvan'da 13 asker öldürüldüğü için mitingimiz yasaklanmıştı. Üzerine daha kaç kişinin öldüğünü artık sayamıyoruz. Mitinglerimiz sonsuza dek mi yasaklanacak
doğrusu çok merak ediyoruz.
Bizler Çerkeslerin haklarını demokratik ve barışçı yollardan talep ediyoruz. Ancak devlet, entelejansiya ve medya bizleri duymamakta inat ediyor. Zaman zaman "acaba yöntem hatası mı yapıyoruz?" diye düşünmemize neden oluyor
bu sağırlık ve körlük.
Ama herşeye inat taleplerimizi demokratik yollardan dile getirmeye devam edeceğiz.
Mitinglerimiz devam edecek.
İnsanların en temel haklarının, dillerinin, kültürlerinin yaşatılması için bu kadar kan, bu kadar gözyaşı, bu kadar üzüntüye gerek var mı?
Bu ülkenin insanları herşeye rağmen erdemli olduklarını gösterecek ve barışı tesis edeceklerdir. 



2905 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

MEHMET ASLANTUĞ’DAN ÇERKESLER’E VEKİL OLUR MU? - 31/03/2023
Hayır, Aslantuğ’un Çerkeslerin talepleri ile ilgili bir problemi olsaydı yaşadığı şehir olan İstanbul’daki Çerkes kurumlarından birinin olsun kapısını çalardı bugüne kadar.
NUTUK ÜZERİNDEN TARİH OKUMASI, ETHEM VE NAZIM - 24/01/2023
Dünya’nın hiçbir ülkesinde bir askerin yazdığı savaş anıları, o ülke tarihinin temelini oluşturmaz. Neredeyse bütün tarihçiler Mustafa Kemal’in Nutuk’undan yola çıkarak Çerkes Ethem’i hain ilan etme yarışına girerler.
TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ YÜZYILI SONA ERERKEN ÇERKESLER - 24/12/2022
Çerkeslerin savunması gereken çizginin, Demokrasi ve İnsan Hakları savunucuları ile bir arada hak mücadelesi vermeyi öğrenmek gerektiğine inanıyoruz.
AYNI GÜN İKİ MANYAS’LI ÇERKES VEFAT ETTİ - 22/11/2022
Çerkes Halkı kendisine zerre kadar yararı olmamış Çerkes Ünlüler yerine, milletine hizmet etmiş gerçek emekçi kahramanlarıyla övünmeyi de bir gün öğrenecektir elbet.
DÇB VE RUSYA’NIN PAYANDALARI ÖZÜR DİLEYECEK Mİ? - 22/06/2022
Gelin en kısa zamanda Çerkes Halkından özür dileyin. Bu güne kadar yapmış olduğunuz iyi şeyleri de heba etmiş olmayın.
21 MAYIS’TAN KALAN DEĞERLİ MİRAS… - 25/05/2022
Çerkes Soykırımı ve sürgününün 158. yılı Çerkeslerin hem ideolojik, hem de fiili birlikteliği konusunda önemli adımların atıldığı tarihi bir yıl olarak anılmayı hak edecektir.
ETHEM MESELESİNDE M. KEMAL Mİ YOKSA İNÖNÜ MÜ SUÇLUDUR? - 07/05/2022
İşte bu haksızlığı gidermek istiyorsak, iftira, yalan ve başkalarının emeğinin üzerine çökme anlayışına göre inşa edilmiş Kemalist Tarih anlayışını ideolojik olarak mahkum edebilmenin koşullarını oluşturmalıyız.
BİZ, SİZİ ÇOK İYİ TANIYORUZ - 22/04/2022
Onlar Çerkeslerin hak arama mitinglerine de karşı çıkmışlardı, Onlar Çerkesce Televizyon istenmesine de karşı çıkmışlardı, Onlar 21 Mayıslarda muhatabın karşısına çıkanlara da karşı çıkmışlardı,
ÇERKES SOYKIRIMI VE SÜRGÜNÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VAKFI - 21/02/2022
Çerkes Soykırım Enstitüsü’nü inşa edip, Çerkes Soykırımı, sürgünü tarihi konularını araştıracak doktora, yüksek lisans ve doçentlik bursları vererek bilim dünyasının meselemize ilgisini sağlamak ve kendi bilim insanlarımızı yetiştirmektir.
 Devamı
ÇOĞULCU TV
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi