• https://www.facebook.com/%C3%87erkes-Haklari-Inisiyatifi-1720870914808523/
  • https://twitter.com/CerkesHaklari
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam169
Toplam Ziyaret884574
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar19.139819.2165
Euro20.830420.9138
Semerkew
Murat Özden
murathabracu@hotmail.com
Aydının Asıl Görevi Çarpıtılmış Gerçeklere Karşı Mücadele Etmektir
27/09/2011

Bilmeyen ahmak, bilip de dile getirmeyen suçludur.

Fransız Atasözü

Çerkesler, okumuş ve eğitim görmüş insan sayısı bakımından Türkiye toplum ortalamasından oldukça üsttedir. Elimizde bir istatistik olmamasına rağmen, bizdeki kadar avukatı, doktoru, mühendisi, gazetecisi, öğretim görevlisi, öğretmeni, maliyecisi, subayı, polisi bol bir toplum daha yoktur. Okumak, sınıf atlamanın ve yoksulluktan kurtulmanın en garantili yollarından biri olarak görüldü hep. Beyaz yakalı emekçi olmak, rahat yaşama yolunu açan bir anahtardı Çerkesler için.
Bunun en bariz örneklerinden birini Maykop Devlet Hastanesi'nde gözlemledik geçtiğimiz günlerde.
Maykop Devlet Hastanesi'nin, personel, doktor, hemşire ve idari kadrosunun % 80'i Adığelerden oluşuyor.

Bilindiği gibi Adığeler, Adıgey Özerk Cumhuriyeti nüfusunun ancak % 22'sini oluşturuyor. Normalde hastanedeki oranın da buna paralel % 20'ler civarında olması gerekmez mi?

Evet ama öyle değil işte.

Tek örnekten hareketle sonuca gidilmez ama toplumumuzu tanıyan geniş kesimlerin kanaatinin de bu yönde olduğunu bildiğimizden, bu örnekten hareketle okuma ve eğitim görme konusunda Çerkeslerle ilgili yapacağımız genelleme çok da yanlış bir kapıya çıkmaz.

Anavatanda yaptığımız bu gözlem diyaspora için de üç aşağı-beş yukarı aynıdır.

...
Yalnız şu var ki, okumuş olmak, bir üniversite bitirmiş olmak, bir konuda eğitim görmüş olmak cahilliği gidermiyor; kişiyi aydın yapmıyor...

Toplumda şöyle kabaca bir gözlem yaparsanız, kalp cerrahlarından bilgili motor ustalarını; cilt hastalıkları uzmanından bilgili kaportacıları; göz doktorundan bilgili oto elektrikçileri... görürsünüz.

Okumuş olmak sadece bilgiye ulaşmanın yollarını açar insana.

Çarpıtılmış bilgileri düzeltme ve gerçeklere ulaşmada öncülük rolü okumuş insana düşer.

Bu kadar okumuş, eğitim görmüş insanı olan bir halkın içinden, çarpıtılmış gerçeklere karşı mücadele edecek aydınların çıkamaması ne kadar acıdır?  
Çerkeslerin en önemli sorunu kimliklerinin yok edilmesi, asimile edilmeleri ve kimliksizleştirilmeleridir.  
Çerkes kurumları, aydınları, siyasi grupları bu basit tespiti yapıp, bu olguya karşı bir mücadele politikası, proje ve strateji geliştiremiyor.  
Politika geliştirmek şöyle dursun, geliştirmeye çalışanlara karşı canla başla mücadele bayrağı açıyorlar, ki insanı esas kahreden de budur.  
ÇHİ (Çerkes Hakları İnisiyatifi) sürecinde yaşadığımız olaylarla bu gerçekle bir kez daha yüzleştik.

Unutmayalım, tarih her yapılanı da, yapılmayanı da kaydeder.  
Bugün ufukta Çerkesler için, Çerkes meselesini bir problem olarak Türkiye ve dünya kamuoyuna taşımak, politika geliştirmek ve siyasallaştırmak dışında bir yol görünmüyor.

Son derece haklı, içten ve temel insan haklarını kapsayan ÇHİ'nin talepleri Çerkesler ve demokrat kamuoyunda büyük ilgi ve destek gördü. Ancak en büyük direnç ve karşı çıkışı da yine Çerkeslerden gördü. Bu, psikolojik savaş ve korkutma tekniklerinden Çerkeslerin ne denli etkilendiklerinin bir kanıtıdır. Bu kadar çok okumuş ve eğitilmiş insanı olan bir toplumda, "Bizi kürtlerle aynı kefeye koyduracaksınız" diye saldırıya uğruyoruz. Oysa Çerkeslerin yok olmasının nedeni ne Kürtlerdir, ne Ermenilerdir, ne Rumlardır, ne de Alevilerdir.  
Çerkeslerin yok olmasının asıl nedeni "Türkiye Cumhuriyetinin inkar, imha ve asimilasyon politikalarıdır."
Bunu bimemek ahmaklık, bilip de dile getirmemek ise suç ve ihanettir !



3188 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

MEHMET ASLANTUĞ’DAN ÇERKESLER’E VEKİL OLUR MU? - 31/03/2023
Hayır, Aslantuğ’un Çerkeslerin talepleri ile ilgili bir problemi olsaydı yaşadığı şehir olan İstanbul’daki Çerkes kurumlarından birinin olsun kapısını çalardı bugüne kadar.
NUTUK ÜZERİNDEN TARİH OKUMASI, ETHEM VE NAZIM - 24/01/2023
Dünya’nın hiçbir ülkesinde bir askerin yazdığı savaş anıları, o ülke tarihinin temelini oluşturmaz. Neredeyse bütün tarihçiler Mustafa Kemal’in Nutuk’undan yola çıkarak Çerkes Ethem’i hain ilan etme yarışına girerler.
TÜRKİYE’NİN BİRİNCİ YÜZYILI SONA ERERKEN ÇERKESLER - 24/12/2022
Çerkeslerin savunması gereken çizginin, Demokrasi ve İnsan Hakları savunucuları ile bir arada hak mücadelesi vermeyi öğrenmek gerektiğine inanıyoruz.
AYNI GÜN İKİ MANYAS’LI ÇERKES VEFAT ETTİ - 22/11/2022
Çerkes Halkı kendisine zerre kadar yararı olmamış Çerkes Ünlüler yerine, milletine hizmet etmiş gerçek emekçi kahramanlarıyla övünmeyi de bir gün öğrenecektir elbet.
DÇB VE RUSYA’NIN PAYANDALARI ÖZÜR DİLEYECEK Mİ? - 22/06/2022
Gelin en kısa zamanda Çerkes Halkından özür dileyin. Bu güne kadar yapmış olduğunuz iyi şeyleri de heba etmiş olmayın.
21 MAYIS’TAN KALAN DEĞERLİ MİRAS… - 25/05/2022
Çerkes Soykırımı ve sürgününün 158. yılı Çerkeslerin hem ideolojik, hem de fiili birlikteliği konusunda önemli adımların atıldığı tarihi bir yıl olarak anılmayı hak edecektir.
ETHEM MESELESİNDE M. KEMAL Mİ YOKSA İNÖNÜ MÜ SUÇLUDUR? - 07/05/2022
İşte bu haksızlığı gidermek istiyorsak, iftira, yalan ve başkalarının emeğinin üzerine çökme anlayışına göre inşa edilmiş Kemalist Tarih anlayışını ideolojik olarak mahkum edebilmenin koşullarını oluşturmalıyız.
BİZ, SİZİ ÇOK İYİ TANIYORUZ - 22/04/2022
Onlar Çerkeslerin hak arama mitinglerine de karşı çıkmışlardı, Onlar Çerkesce Televizyon istenmesine de karşı çıkmışlardı, Onlar 21 Mayıslarda muhatabın karşısına çıkanlara da karşı çıkmışlardı,
ÇERKES SOYKIRIMI VE SÜRGÜNÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ VAKFI - 21/02/2022
Çerkes Soykırım Enstitüsü’nü inşa edip, Çerkes Soykırımı, sürgünü tarihi konularını araştıracak doktora, yüksek lisans ve doçentlik bursları vererek bilim dünyasının meselemize ilgisini sağlamak ve kendi bilim insanlarımızı yetiştirmektir.
 Devamı
ÇOĞULCU TV
adigebze I-II
Nükte!

KISSADAN HİSSE

-Moğollar Buhara’yı kuşattıklarında, uzun süre şehri teslim alamadılar. Cengiz Han Buhara halkına bir haber gönderdi: Silahlarını bırakıp bize teslim olanlar güven içinde olacaklar, ama bize direnenlere asla eman vermeyeceğiz.

-Müslümanlar İki gurup oldu: Bir gurup; asla teslim olmayalım, ölürsek şehit, kalırsak Gazi olur, Şeref’imizle yaşarız dediler. Öbür gurup ise; kan dökülmesine sebep olmayalım, sulh iyidir, hem silah, hem de sayı olarak onlardan azız, gücümüz onlara yetmez, dediler ve teslim oldular.

-Cengiz Han, silah bırakanlara; teslim olmayanlara karşı bize yardımcı olun, galib geldiğimizde şehrin yönetimini size bırakalım dedi. Böylece İki müslüman gurup savaşmaya başladılar. Moğollar’ın da yardımı ile, teslim olanlar galib geldi. Savaştan sonra Cengiz Han teslim olanların silahlarının alınmasını ve kafalarının kesilmesini emretti. Sonra meşhur sözünü söyledi: “Eğer güvenilir olsalardı, bizim için kardeşleri ile savaşmazlardı. Kardeşlerine bunu yapanlar, yarın da bize yapar.”

 

Site İçi Arama

 

Google Site

 

Üyelik Girişi